Bu kitabın yazılmasında emeği olan dostlarıma teşekkür ederim.
Sevginin “yeşil” olduğunu söyleyen, bozkır bilgesi, Emirdağ Suvermez Köyü’nden arkadaşım Berber Faruk, beni bu kitabı yazmaya sen ittin,; değilse bu çalışma ortaya çıkmayacaktı.
Sevgili hocam Attila İlhan, bunca yoğunluğunuzun arasında yazdıklarımı okuma inceliğini gösterdiniz.Kitabı baştan sona iki kez okumanız bana güç verdi.
Sevgili yayıncı dostum, Selçuk Maviengin, bu kriz döneminde tanınmamış birinin kitabını basma cesaretini kutlarım.Ayrıca sayfa düzeni ve düzeltmelere de çok emek verdin
Dolaştığım köylerde derleme yaptığım dostlarım,bana insan güzelliklerimizin hala yaşadığını gösterdiniz.Emirdağ Kılıçlı köyüne varıp,arabadan inince,kerpiç bir duvarın duldasında laflayan yaşlı kadınlardan birisi,ilk kez gördüğü bir insan olmama rağmen,önlüğündeki kuru fasulyeleri uzatarak “al bunlar senin olsun kapının önünde büyüttüm,içimden geldi” demişti,kim olduğumu sormadan ve söylemeden..onu hiç unutmayacağım.
Hepinize sonsuz teşekkür ediyorum
Toprak düm düz
Acı bir boşluk kalmış
gidip dönmeyenlerin gittiği yolda
Çürüyüp dökülürcesine akan zamanda
Gülüşü - düşü tükenmiş insan
Önce sapsarı kesildi gece
Sığır sidiği renginde / sonra safran
Ardından limon ve yumurta sarısı
Birden yeşil oldu her şey
Çimen yeşili- ardıç
Mutluluk Sonatı
onun beğenisiyle seçmek kendi beğenisinin giysilerini
onun yalnızca kendisinin bildiği gülümseyişini düşünerek
“Ebuhasan Buşenci demiştir:Eğer dostluk bir karşılık veya bir maksat mukabili ise dünyada dostluktan daha çirkin bir şey yoktur.
RUBAİ
Aşık dostunun ayrılığından dolayı yardım diler,yahut sevgilisinin vuslatı kapısında dayanacak yer ararsa,dünyada ondan daha cimri insan olamaz.Aşıkın sevgilisinden dilediği sevgiden başka bir şey olmamalıdır.....”CAMİ,Baharistan
Sınıfın Penceresinden Uçan Öğretmen
hayatın anlamına dair
sayısız sırrı anlatıyordu
hiç acze düşmedi sözcükler onun dudaklarında
içimizde birer meşe gibi yaşamaya durdular
söz var yürek dağlayan-söz var can içre can
sessizliğin konuştuğu demlerin dilini bilir yaran
kurt girer çürür çınar-dert vurur yürek yanar
insanın ettiği kalır-vuslatlar olur hicran
Sözün Aczi
EGEMENLİĞİNİ ONLARIN KANIYLA ÇOĞALTARAK VE ONLARI AKILALMAZ BOYUTLARDA BÜYÜTEREK EN BÜYÜK YOKSULLUKLARIN ÜZERİNDE YÜKSELİYOR SALTANATLAR.
EN BÜYÜK GÜZELLİKLERİN ARKASINA SAKLANIYOR EN BÜYÜK ÇİRKİNLİKLER
gecenin bir yerinde ürperir toprak
serviler hışır hışır
yorgun düşmüş kederden
yapraklar yas içinde
kimsesiz kondular kalmış
dağılmış kâşanelerden
Degerli ögretmenim. Yıllar oncesinden Selma Yigitalpten ogrencinizm.Ellerinizden operim.
Bütün şiirleri yüreğinden yakalar insanın, ruhun aynası gibidir. Çok değerli, koca yürekli şair.
Söylenecek ne var ki..Okuyun ve kendi kendinize itiraf edin ustalardan biri olduğunu...