Tek aşkınken şu cihan;
Ne anladın sen ondan?
Olsa idin bir sultan;
Ne anlardın de ondan?
Farz et oldun bir Karun
Baki sanma şu hanı!
Değerlendir her anı!
Çarçur edip zamanı;
İsraf etme ey nefsim!
Neyse kitapta emir;
Gavur etmez mü’mine, senin bana ettiğin!
Nedir kinin garazın, nedir senden çektiğim?
Dost musun düşman mısın, bilemedim vasfını?
İnan bana ey nefsim; bu hususta şekteyim!
Helal varken her daim; yap diyerek haramı;
Arıyorsan bir rehber; nefse uyma dine uy!
Nefse uyan sonunda, nadim olur bilesin!
Dine uyan bir kulda, kalmaz asla fena huy!
Dindar ol ki ey gönül; ilelebet gülesin!
O yepyeni doğuş iken;
Cennetlere ağış iken;
Rahmet sana aguş iken;
Ne korkarsın ki ölümden?
Hak beriyken her zulümden!
Ne demişti o melun, der-hatır et ey beşer?
Hakka giden caddeye, serecekti postunu!
Sonra halkı azdırıp, yapar iken hep pür şer;
Bundan muaf tutmuştu; yalnız Allah dostunu!
Kur’an azam mürşitken, ne gezersin afakta?
O, mü’mine şifayken; em arama na-hakta!
At üstünden kompleksi ve de yapış tez ona!
Çünkü halkın felahı, yadda değil o Hakta!
Yok, orijinal bir halin
Kukla mısın kul musun?
Frenkçedir her halin
Kukla mısın kul musun?
Neyse şu işte payen?
Kula şükür etmeyen, Hakka şükür eder mi?
İnse minnet duymayan, Rabbi metih eder mi?
Nankör ise bir kişi; ne hamd bilir ne sena!
Manen körse bir kişi, başkasını yeder mi?
Versen türlü ihsanda, kendisine öncelik;
Kul yeğlerse cehil’i;
Olur insin cahili!
Er geç böyle birisi;
Olur cinsin sefili!
Beşer düşse nisyana;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!