Bin düşünüp bir konuş;
Hikmet aksın fem’inden!
Gerekince sor, danış;
Tam haberdar ol dinden!
Gevezelik kötü huy;
Huzur diyen beşere, elzem formül diyanet!
Zira Hakka sığınan, görür ondan sıyanet!
Mutluluksa isteğin, dünya, ukba arkadaş;
Emr-i Rabbe muti ol, sakın etme hıyanet!
İstediği çok mu ki; ettin kat-ı alaka?
Onca hakkı var iken, nasıl küstün sen Hakka?
Böyle tavır almakla, yanlış yaptın be kardeş;
Ona küsüp, darılan, düşer billâh helak’e!
Kına yakar sevinçten, kör şeytana ram ozan!
Zira bugün yolcudur; rahmet ayı Ramazan.
Kasalarken sevabı, onu seven Mü’minler;
Yine etti çok zarar, hiç etmedi kar azan!
Markaya bak markaya!
Baş yerine bir kaya(!)
Ecel gezer ensede;
Dönüp bakmaz arkaya!
İlkbaharda ve güzün;
Arz üstüne çık gezin!
Et Sanii tefekkür;
Tecessüse yok izin!
Arzun ise temaşa;
Yazdık her dem biz mertçe;
Hiç yazmadık na-mertçe!
Kullanmadık kem kelam;
Yazsak bile az sertçe!
Bilmeyenler öğrensin, geldi gerçek yılbaşı!
Yani; yarın bin dört yüz otuz üçtür biline!
Bir Muharrem gününü, edelim ki yol başı;
Mü’min gibi yaşayıp ve öyle de ölüne!
Hele eğleş az biraz, ne bu telaş, acele?
Anlamadım ne derdin, lütfen onu hecele!
Dünyalıksa emelin; bil ki değmez şu hırsa;
Dön sonsuza yönünü, tuş olmadan ecele!
Hem zalimdir hem cahil, gerçekten de şu beşer!
Hiç durmadan bu arzda, yapar zulüm, işler şer!
Yetsin atık garazlar, sona ersin kin ve kan;
Bundan sonra sizlere, güzel bir tövbe düşer!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!