Her üç kişiden dördünde gördüm Şair cakasını,
Beşinciye sitem bulut açtım sözün yakasını:
Nice nispi güzelliği mutlak zannedip aldandık,
Besteyi duymadan güfte yazmayı marifet sandık…
Ne mesti naz güftesi
Ne ten sever bestesi,
Ne de yerin altında
Şov yapan karıncalar
Düşüncemi kurcalar
Gök ezgi benimkisi...
Balta sap kalemine su kabakları asar;
Onlardan teraneyle muhalif ezgi susar;
Doğru mantık yürütüp yanlış hüküm verir de,
Akla mugayir sözle gerçeğe parmak basar...
Sana ruhtan soruyorlar, ki bu merak da ruhtan!
En beliğ, en taze cevap yeni doğmuş çocuktan:
Gaybın ödünç benliklerde sürgün avazı “INGA”,
Şifresini çözen için nazal ömürlük destan…
İşportadan kelepir duygular toparladım,
Tozpembe şarkılardan bir buket hazırladım,
İçimde yaşattığım ömre bedel sılada,
Fakirhanemin dış kapısından iç eşiğine kadar
El-pençe divan durarak buyur çektim,
O, pusarık gizemli hâyalini,
Bana öyle geliyor ki çevremdeki tüm beşer,
Özel hayat bilincime katkı için seferber;
Toplumun örf ekseninde düşünen ortak akıl,
Genel geçer çözümlerle özgüvenime rehber…
Destanlaşan gecede,
Belki tek söz söylerim,
Perişan bin hecede
O, gerçek bir söz olur...
Ruhlarda, çok yücede
Öz imgesini bulur
Can Arkadaşım KEMAL ÇAPRAZ Beyefendi’nin ölümsüz anısına:
O yolcu, kıvılcım serzenişleri,
Mahzun bakışların ferinden aldı;
Umur çarkında dişli, derdest olağan bende;
Muhalif geçinen de sisteme yontan rende;
Algı yönetiminin ürktüğü deli yürek,
Özerk aykırı birey, o, bu değilse nerde?!
Çatlak ar testisine "sudan sebep" doldurur,
Sızan yaveleriyle olmazları oldurur !..?
Açmaza düştüğünde çıkış yolu ne dersen (?),
Onu da yeni yetme kızanına buldurur...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!