Dün gece bir güzel uykuya daldım,
Gördüğüm öyle tatlı bir rüyaydı ki anlatamam,
Çok ayıp değilse de biraz komikti,
Uyandığımda bir de baktım,
Elim elime kilitlenmiş,
Ellerin sandım...
Anasının gülü, gülüşü tatlı,
Peşinden koşturur onlarca atlı,
Aman görmeyin siz, pek şatafatlı,
Yanıma gel diyor, şimdi gidilir...
Ballı kaymak lokum, o yoksa yokum,
Bizim buralara yağmur öyle bir yağdı,
Öyle bir yağdı ki, adeta gök delindi,
Dereler taştı, barajlar doldu,
Yağmura deli gibi,
Dağlarda yakalandım.
Trafik felç olmuş, nefes alınmıyor,
Oksijen azalmış, toprak tükenmiş,
Çok laf, az iş, az kalmış, az,
Yakında kıyamet kopacak,
Her yerde kuru kalabalıklar,
Bir adım dahi atılmıyor,
Var ya, bir sen varsın benden içeri,
Başka da kimse yok." dedim,
Önce şaşırdı, sonra sevindi,
"Eyvallah iki gözüm." dedi.
senin o gözlerin var ya,
nasıl anlatsam ki bilemedim,
ışıl ışıl bakma öyle,
bak şimdi yine bayılırım.
güneş yüzüne vurmuş,
Saatimi senli vakitlere ayarladım,
Haydi çık gel,
Çıkalım birlikte dağlara,
Uçan kuşlara, meleşen kuzulara,
Çok şey istemezdim,
Kurşun, mavzer gibi beni yakan,
Dipsiz bir kuyu misali,
İçine içine çeken gözlerine,
Zümrüt yeşili sürmeler çekmek,
İpeksi saçlarına mis kokulu kırmızı güller dermek,
Ah benim utangaç bakışlı,
Narin, nazlı gülüm,
Yer yüzündeki hiçbir tebessümü,
Senden başkasına yakıştıramam,
Sayamadım, giremedim ki bahçene,
Kim bilir sende kaç gül daha vardır?
Mevzu derinse sıkıntı yok,
Dizginlerim kendimi,
Ben de kıyısından geçerim
Mesela gözlerinin.
Tebessümünün bir köşesine attım mı demir,
Al sana sığ bir liman,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!