Aşağıda okuyacağınız yazı tamamen gerçek olup rahmetli babam Muhip Erdener SOYDAN’ın hayatının bir bölümünü kaleme aldığı, ancak babamın ölümünden sonra hatıra defterini okuduğumda öğrendiğim ve olduğu gibi aktardığım trajik bir aşkın hatırasını anlatmaktadır.
ZAMAN
On dokuz yaşında lise öğrencisi, hayatı toz pembe gören bir çağdaydım. Yıl, 1963 başlangıçları idi. Ayla ile arkadaşlığımız bir yıla yakın bir zamandır devam ediyor, gün geçtikçe bambaşka hisler bizi birbirimize görünmeyen iplerle bağlıyordu.
Hayat yorgunuyum, sanki katar’ım
Dertlerimi hep içime atarım
Çile deryasında dibe batarım
Yıkılası dünya, ne yaptım sana.
Daha düne kadar şekerdim, baldım,
Yaşanmamış Aşkların Şairi’yim, aşığım
Gece gündüz fark etmez, şiir dolu kaşığım
Adaleti severim, asla Hak’tan ayrılmam
Gerçekleri yazarım, sanmayın dolaşığım
Noktalısı, virgüllüsü, ünlemlisi, ünlemsizi,
Her dilde yazılı tüm harflerde adın var,
Soyadının hükmü yok, soyun zaten asil,
Şımarma kızım hemen,
Nice güzeller bir gecede eridi,
'' Yok aslında birbirimizden farkımız,
Ama biz Osmanlı bankasıyız '' demeyeceğim,,,
O reklam, tarih oldu...
Diyeceğim o ki; '' tüfek icat oldu mertlik bozuldu...''
Bunu da geçtim, benden önce söylemişlerdi...
''Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ''
Başımızı alıp buralardan gitmeli,
Nerelere gitmeli,
Yerin altına mı girmeli,
Dağların ardına mı sığınmalı,
İzimizi sürerlerse,
Kıçı kırık cümlelerde, gizli özne arar gibi,
Bir sağa, bir sola yalpalamalarım boşuna…
Devrik olmasaydı hain, tuzak sorular,
Mutlak tutardım kolundan, bacağından...
Lakin, katır teper gibi,
Gerisin geri bana döndü azgın sorular…
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 20 Ekim 1943
Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986
Düz yolda giden derviş, serseri ayyaş oldu,
Aramam sormam dedi, yemin bozdu kaç kere,
Hayatı zindan oldu, bahçede güller soldu,
Sağa sola dalaştı, gönül kırdı yok yere…
Bakma,
Yangınlardayım yar,
Buram buram yanıyorum,
İnceden inceye tütüyorum,
İnce bir sızı var yüreğimde,
Tükeniyorum…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!