Tuguj Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antoloji.com

  • ölüm

    24.02.2006 - 05:07

    Gerçeğin başlangıcıdır.

  • aşk

    24.02.2006 - 05:03

    Geçici istekler.
    Yalana tabi olma.
    Gereksiz anlık duygular.
    Beyinin yerine hormonlarını dinlediğin anlar.
    Aşk mı, açılımı şudur: (a) cıyı (ş) evkle (k) abullenmek demektir :)

  • gandalf

    24.02.2006 - 04:59

    Tolkien'nin yarattığı en baba karakter. Filmlerde sadece çene çalan bir adam gibi gösterildiğine bakmayın, Hobbit ve Yüzüklerin efendisi üçlemesi kitaplarında neler yapıyor neler. Kadim bir bilgedir kendisi, en çok sevdiğim Istari...

  • marje

    24.02.2006 - 04:39

    Duya bileceğiniz şekil :) Hay hay marje olarakta geçer, düğünlerde genellikle Pshinavaya (Akardiyon çalan yada mıska çalan kişi) heyecanla bağırılarak söylenen sözcüktür.

  • kıbrıs

    24.02.2006 - 04:35

    Nefret ettiğim yer, çöl ada yada diğer adıyla Eşşek adası.

  • istanbul teknik üniversitesi

    24.02.2006 - 04:29

    ODTÜ ile kendini paralarcasına yarışan, rektörünün ünv. öğrencilerinden para sömürdüğü ve öğrencilerinin nefret ettiği ama İTÜ'liyim derken bir havalara girdikleri, İstanbulda ne kadar tarihi bina varsa hepsine göz dikmiş ve geri vermemek için savaş veren ' nedenin ise yok efenim, bu binalar onların elinde olmasa imiş, şimdiye kadar çoktan Otellere çevrilecekmiş miş miş :) ', hayatımda en çok nefret ettiğim kişinin okuduğu, Microsoft sertifikasyon eğitimi için bir sınıfın 1 senede açıldığı, ÖSS puanları tavanda gezen ve bahar şenliklerinin iptal edildiği garip ünv. Çok haksızlık etmiyelim, Türkiyede ki ilk süper bilgisayar bu ünv.te sahip ve başka hiç bir yerdede hala yok.

  • hz.muhammed

    24.02.2006 - 03:20

    Son peygamber, insan oğlunun yüz akı.

  • allah (c.c)

    24.02.2006 - 03:18

    Tarif edilemez, herşeyin üstünde olan ve tüm noksan sıfatlardan nezih olan.Yaratcı, var olan tek gerçek.

  • çerkez

    24.02.2006 - 03:06

    Türk dil kurumunda Çerkez olarak geçsede aslı Çerkesdir. Etnik kökenini ve kültürünü geçmişinden bugüne kadar çağın gerektirdiği değişiklikler dışında yitirmemiş bir çok Kuzey 'İber' Kafkas milletinin ortak adıdır.

  • diasporadaki kafkasyalılar

    24.02.2006 - 02:24

    Ulusal direnişte Şey Şamil önderliğinde Rusyaya direnmiş tüm onurlu Kafkas insanlarının edildiği 1864 sürgünü.

  • ÇERKESLER

    24.02.2006 - 02:17

    Kuzey Kafkasya kökenli milletlerin tümüne Türkiyede verilen ad. Adige, Aphaz, Çeçen, Karacay, Oset (Asetin) ve Dağıstanlılar bu ismin altında yer alan milletlerdir.

  • çerkes kızı

    23.02.2006 - 16:14

    Naz çekmek istemeyenlerin uzak durması gereken kızlar :)

  • üye

    22.02.2006 - 03:20

    bir birliğe mensup olmak

  • kafkas kartalı

    22.02.2006 - 03:17

    İmam Şamil 1797 yılında Dağıstan'ın Gimri köyünde dünyaya geldi. Babası bölgenin yerli halklarından Avar Türklerine mensup Dengau Muhammed’ dir. 15 yaşında iken at binerek kılıç kuşandı. 20 yaşına geldiğinde iki metreyi aşan boyu ile atlama, ateş etme, güreş, koşu, kılıç gibi spor dallarında üstün yetenek sahibi olmuştu.

    Öğrenimine bilgin Said Harekani'nin yanında başladı. Daha sonra kayınpederi olan Nakşibendi Şeyhi Cemaleddin Gazi Kumuki'nin öğrencisi oldu. Kendinden önce İmamet makamında bulunan Gazi Muhammed ve Hamzat Beg'in müşavirliğini yaptı. Son derece sade ve kanaatkar bir hayatı vardı.

    İmam Şamil, muhtelif zamanlarda beş defa evlenmiş ve bu izdivaçların bazıları dini ve siyasi sebeplerle olmuştu. Şamil'in Fatimat, Cevheret, Zahidet, Emine ve Şovanat ismindeki zevcelerinden Ahmed Cemaleddin, Muhammed Gazi, Muhammed Said, Muhammed Şefi, Cemaleddin ve Muhammed Kamil isimli altı oğlu ile Fatimat, Nafisat, Necabat, Bahu-Mesedu ve Safiyat isimli beş kızı oldu.

    Şamil, İmam yani devlet başkanı seçildikten sonra ilk iş olarak iç işlerini ele aldı. Ruslara karşı daha etkili savaşmak için lüzumlu idari ve askeri teşkilatları yeni esaslara göre tanzim etti. Bir taraftan askeri tedbirler alıp düşmana karşı savunma savaşları verirken, diğer taraftan da muntazam adli ve idari sivil bir devlet mekanizması geliştirmiş, medreselerde eğitime önem verdirmiş, fikir ve sanat alanında da büyük adımlar atılmasını sağlamıştır. Döneminde tophaneler, baruthaneler, silahhaneler yapılmış, muntazam birlikler halinde askeri teşkilat kurulmuştur.

    Güçlü hitabeti, kararlı tutumu ve askeri dehasıyla büyük başarılar kazanmış, ünü kısa zamanda yayılarak, otoritesi Dağıstan civarında yaşayan geniş topluluklar tarafından kabul edilmiştir.

    İmam Şamil, idare sistemini yeniden düzenlerken, ülkeyi naiplik ve vilayetlere ayırarak bunların başına hem askeri hem de sivil yetkilerle donatılmış naipleri getirdi. Üç veya dört naiplik bir vilayet idi. Vilayetlerin başındaki naibin rütbesi daha yüksekti.

    Ayrıca, her biri birer savaş kahramanı olan bu yüksek rütbeli naiplerden Ahverdil Muhammed, Kabet Muhammed, Şuayıb Molla, Taşof Hacı, Danyal Sultan, Nur Muhammed, Hitinav Musa, Sadullah, Duba Hacı, Hacı Murat ve Şamil’ in büyük oğlu Muhammed Gazi, gazavat'ın adı anılması gereken başlıca kahramanları oldular.

    Şamil imam seçildiği 1834 yılından 1859 yılına kadar Rusya'nın büyüklüğü ve kudretine rağmen yılmadan mücadeleyi sürdürdü. Kendinden önceki iki imamın döneminde de fiilen 10 yıl savaşlara iştirak ettiğinden durup dinlenmeden cihad ettiği süre tam 35 yılı bulmuştur. Bu süre zarfında Rus kuvvetlerine büyük zayiatlar vermiş ancak kısıtlı sayıdaki asker sayısı da günden güne erimiştir. 1839'da Ahulgo Tepesinde 3.000 mürid ile General Grabbe komutasındaki 10.000'i aşkın üstün donanımlı Rus ordusunun kuşatmasına 80 gün süreyle direnişi harp tarihine geçmiştir. Şamil bu savaşta eşi Cevheret'i, oğlu Said'i ve kızkardeşi Mesedo'yu kaybetmiş, 8 yaşındaki oğlu Cemaleddin'i Ruslara rehin vermek zorunda kalmıştır.

    Bu dehşet verici savaşlarda sadece insan kaybı olmadı. Ruslar, ancak aylar süren savaşlar sonunda işgal edebildikleri bölgelerde, ağaçları, ormanları yakıp, bir tek canlı yaratık bırakmadan ilerlerdiler.

    Savaşlara iştirak eden Rus komutanlarından Milyutin, 80 gün devam eden Ahulgo savaşı hakkında hatıratında şu satırlara yer verir; 'Artık muharebenin sevk ve idaresi kumandanların elinden büsbütün çıkmıştı. Hiddetlerinden köpürmüş, adeta çıldırmış bir hale gelen dağlılar, ulu orta askerlerimizin üzerine saldırıyor, süngü ucunda can verinceye kadar dövüşüyorlardı. Kadınlar bile kendilerini kudurmuş gibi müdafaa ettiler ve silahsız oldukları halde sıra sıra süngülerimizin üzerine atıldılar. Lakin muvaffakiyet için her türlü fedakarlığı göze almış olan Rus kumandanlığı inatla taarruzlara devam etti. Teslim olmayı katiyyen reddeden dağlılar, hiçbir ümitleri kalmadığı halde kahramanca dövüştüler. Kadınlar, çocuklar ellerindeki kamalarla Ruslara hücum ediyor, süngülerin önünde göz kırpmadan can veriyorlardı. Bazıları ise kendilerini ve çocuklarını korkunç uçurumlara atıyorlardı. Yaralılar bile inanılmaz şekilde dövüşüyordu.'

    Dost ülkelerden hiçbir yardım göremeyen İmam Şamil'in, nihayet elindeki bütün kuvvet kaynakları tükenir ve 1859’ un 6 Eylül'ünde Gunip'te Prens Baryatinsky komutasındaki 70.000 kişilik Rus ordusuna, yanında birkaç yüz kişi kalıncaya kadar direndikten sonra teslim olur.

    İmam Şamil, aile efradı ve 40 kadar adamı Petersburg'a Çar'ın sarayına götürülür. Rus Çarı II.Aleksandr tarafından sarayın kapısında hayrete düşülecek derecede nazik karşılanır. Çar, babası 1.Nikola'ya ve ihtişamlı ordularına tam otuzbeş yıl Kafkasya'yı zindan eden, zamanının bu en büyük kahramanını karşısında görür görmez, yüzünden ve sakalından hayranlıkla öpmekten kendini alıkoyamaz.

    İmam Şamil bir ay kadar sarayda misafir edildikten sonra, saygın tutsak olarak esaret yıllarını geçireceği Kaluga'ya gönderilir.

    Ancak Şamil ve ailesine esaret çok ağır gelir. İki yıl içinde Şamil’ in simsiyah saçları beyazlar. Büyük kızı Nafisat ile gelini Muhammed Gazi’ nin karısı Kerimet üzüntüden vereme yakalanarak ölürler.

    Aradan ancak on yıl geçtikten sonra Çar, onun Hac'ca gitmesine izin verir. Ancak bir tedbir olarak oğlu Muhammed Şefi'yi alıkoyar ve Hacc'ı ifa ettikten sonra derhal Rusya'ya dönmesini şart koşar.

    Şamil, 1870 yılında maiyetindeki adamları ile birlikte Rusya’ dan ayrılarak önce İstanbul'a uğrar. Sultan Abdülaziz tarafından karşılanarak sarayda ağırlanır. Şamil’ in İstanbul'a uğradığı haberi duyulduğunda şehirde yer yerinden oynamış, halk bu büyük kahramanı görebilmek için saray kapılarına akın etmişti.

    Şamil, aşkına düştüğü son menzile bir an evvel varmak için Sultan'ın kendisine tahsis ettiği gemi ile yola koyulur. Cidde limanında Mekke Emiri, şehrin ileri gelenleri ve mahşeri bir kalabalık tarafından törenlerle karşılanarak Mekke'de Şürefa dairesinde misafir edilir.

    Hac sırasında orada bulunduğunu duyan, dünyanın dört bir yanından gelmiş yaklaşık yüzbin müslümanın onu görmek için yarattığı izdiham sonucu, hükümet makamları İmam Şamil'i Kabe’ nin üstüne çıkarmak suretiyle bu hayran kalabalığın arzusunu tatmin edebildi.

    Şamil, hac farizasını yerine getirdikten sonra Medine'ye geçer. Medine günlerinde son derece takatten düşer, çektiği büyük ızdırap artık tahammül edilmez bir hal alır ve hastalanarak yatağa düşer.

    Bütün hayatını ülkesinin milli bağımsızlığına adayan, askeri dehasını bütün dünyaya ve bizzat ebedi düşmanı Rus yüksek makamlarına dahi kabul ettiren, adını dünya tarihine 'gelmiş geçmiş en büyük gerilla lideri' olarak yazdıran İmam Şamil 4 Şubat 1871'de 74 yaşında iken hayata gözlerini yumar.

  • kafkasya

    22.02.2006 - 03:06

    Tanrının dünyada Cennet kıldığı topraklar.Kana doymuş ama hala zülüm altında kalan topraklar. Kafkas Kartallarının, korkusuz Abreklerin yattığı topraklar. Birgün tüm Çerkeslerin hatırlayıp kıymetini yeniden anımsayacakları ve geri dönecekleri topraklar.

  • star wars

    22.02.2006 - 02:58

    Karanlık ve Aydınlığın savaşını esas alan, baş yapıt. Hiçbir zaman benzeri yapılamaz, tekrarı ise olamayacak şahane altılama.

    Jedi
    Sith
    Lightside ve Darkside
    Lightsaber
    Froce
    Darth Vader
    Darth Sidious
    Anakin Skywalker
    Darth Maul
    Han Solo
    Leia
    Obi Wan Kenobi
    Yoda
    Mace Windu
    Luke Skywalker
    Kont Dooku
    Boba Fett
    Jango Fett
    Lando
    R2 D2
    C3 PO
    Chewbacca
    Padme Amidala
    Qui Gon Jinn

  • Adige

    22.02.2006 - 02:35

    1864 sürgünü Kuzey 'İber' Kafkas halkı. Kökenleri Meotlara dayanır. Adigeler kendi dillerine Adigeabze olarak adlandırırlar. Adigeabzede Adigenin anlamı aynı soydan gelen, aynı topraktan gelen anlamı içerir. Türkiyede ki Kafkas kökenli halkların %75'ni gibi büyük bir kısmını oluşturmaktadırlar. Anavatanları şu anda Rusyaya bağlı Adigey Özerk Cumhuriyeti, Kabardey Özerk Cumhuriyeti ve Karacay-Cherkes Özerk Cumhuriyetidir. Mitolojilerine örnek olarak Nart destanları gösterebiliriz. Türkiyede kendilerine Çerkez ' Çerkes' adı verilmişsede, bu Çerkes adının içine Adige, Aphaz, Çeçen,Karacay, Oset ve Dağıstanlı milletleride girmektedir. Bunun sebebi bu milletlerin birbirinden ayırtedilememesi üzerine ortak bir isim yakıştırılmasıdır. Bundan öncesinde ise cherkess, charkas, circs, carkas, cerkes, karkas, cerkez, cherkes olarakta adlandırılmışlardır. Kendilerine öz adetleri ve örfleri barındıran kültürlerine xabze adını verirler. Bu kültürün içindeki en büyük ve önemli unsurlar ayıp ve saygıdır. Bir Adigenin en son duymak isteyeceği laf haynape 'ayıp demektir' kelimesidir. Saygı günlük yaşamlarının vazgeçilmez unsurudur. Bir Adige her ortamda nasıl davranması gerektiğini bilir. Örnek olarak bir odaya girildiğinde odanın sol köşesinde oturan kişiyle ilk başta görüşülür. Nedeni ise bu kültürde büyüklerin hep sol köşede oturmasıdır. Soldan sağa doğru ise yaş sırlaması büyükten küçüğe göre devam eder. Adige topluluklarında nerde olunursa olunsun illa ki bir Thamate vardır. Bu kişi çok büyük hürmet ve saygı görür. Thamate'nin anlamı ise büyük ve bilge kişi demektir. Adigeler sosyal insanlar olmalarına rağmen içlerine kapanık ve dışarıya kız vermeyen, tutucu bir millet olarak değerlendirilebilir. Zaten bu millete mensup olan insanlar daha çok kendi aralarında aktif olmayı tercih ederler. Düğün, dernek, cenaze ve özellikle gençlerin toplantıları örnek olarak gösterebiliriz. En meşhur mahali oyunları Tleperuj ' leperuj' ve Kafkas oyunlarına bakarsak pek tabi ki Lezginkadır. Adige dansları aslında tümü olarak Kafkas dansları gereksiz eğlencelik haraketlerden ibaret karagrofiler değildir. Hepsinin tarihte olan bir olayın anlatımının yansıması ile meydana gelmiş danslardır bunlar. Örnek olarak Lezginka..

    Kendi aralarında 12 kavime ayrılırlar. Bayraklarında ki 12 yıldız ise bu 12 kavmi temsil eder.Bu kavimler Abzegh (Abadzeh) , Şapsuğ(Şapsığ) , Nadkuac (Natuhay) ,Kabardey,Besleney, Mohoş(Mahoş) , Kemguy (cemguy, temirgoy) ,Hatukay,Bzeduğ(Bjeduğ) ,Jan, Jane, Ubih.

    Bu kavimlerin konuştukları diller daha çok şöyle anlatılabilir. Kabardey lehçesi diğer Adige kavimlerinin konuştuğu dil lehçelerinden farklıdır. Şapsığ, Abzeh, Hatukay ve Cemguyların konuştuğu dil lehçesi birbirlerine daha benzerdir. Adigey Özerk Cumhuriyeti başkenti Maykopda ise Cemguyların konuştuğu lehçe yaygındır.

    Aslında ben burda kessem olur çünkü Adigeler ve Adige Kültürü anlatmakla bitmez, yaşamak lazım. Son olarak bir Adigeden sık sık şu lafı duyabilirsiniz.

    Worapsow Adigey ve evet bende bu milletin bir evladıyım.

    O uzak diyarın ardındaki yüksek dağların
    Bulutların dalga dalga olduğu yerde
    Köyüm var benim gölgesinde ormanlarım
    Ve dağlarım var taşıyorum yüreğimde

  • forum

    22.02.2006 - 01:53

    Veri birikimi, bilgi paylaşımı

Toplam 141 mesaj bulundu