Gökhan Oflazoğlu Adlı Üyenin Nedir Yazıları - ...

  • Evren

    17.06.2023 - 08:40

    Ayrıca Kuranda evrenin genişlediğinden bahseder, bunu 1963 de dindar bir İngiliz Fizikçi kanıtladı, herhalde, 6. Yüzyılda çölde çadırda yaşayan bir tüccar bunu kütüphanede öğrenmedi, O biliyordu.

  • fuzuli

    17.06.2023 - 06:24

    Saltanat burcuna erdin ey fuzuli, bütün bildiklerini unut. - FUZULİ, Hikmet Burcu, 16. Yüzyıl.

    Türk Atası.

  • sanatçı

    15.06.2023 - 22:21

    Sanatçı kendi sanatsal bakışının kısmi deneyimiyle öncel bir çatışma içindedir, yaşamı için savaşır ve süreç içinde birini diğerinin pahasına elde etmek yerine hem yaşamından hem de üretkenliğinden haz almasını temin eden bakışından deneyimine yansıyanla uzlaşır. bunun insanlık için muhtemel en yoğun deneyim olduğunu gözardı edemeyiz. Bu benzersiz an ve yaratımı da içerir, çünkü yaratım bir deneyimdi, ve yaşananla aşılabilir, bu dinamik yapı, doğrudan gözlemin nesnesi denemez, genelde yalnızca kalıtsal olarak yapılandırabilirliktir.

    OTTO RANK, Psikanalist ve Filozof, Avusturyalı, 1039

  • makam

    15.06.2023 - 20:14

    O dur ki, zevale uğradıkça, bir menzile varırsın,
    Orda ne zeval vardır, ne de artık bir neden.

    Hallac.

  • fırsat

    15.06.2023 - 19:51

    Fırsatları, zamanları, saatleri kolla, ve sahip çık, o süreçlerde neler geçti, yaşandı, neler yaptın bil, ve varlığının nedenselliğini sorgula, sorun şu ki, bilmiyor, bilirim sanıyor yalnızca. - Hallac,

    Bugün Kuantum önceli kabul edilir, Panenteizmin ilk dile getiren vizyoner mistiklerinden, yani sonsuzun dışından hakim olan ve zamana içkin.

  • zaman

    15.06.2023 - 19:43

    Göğüs denizinde saklı sedef. - Hallac.

  • konuşmak

    15.06.2023 - 19:38

    Konuşan, sönük yürek, binlerce alemin eylemi onun yanında çöldeki zerre. - Hallac.

  • bilge

    15.06.2023 - 19:36

    Bir marifetdir ki, her şeyi görür, ve tümünün anlamda yok olmasını kavrar.- Hallac.

  • tek

    15.06.2023 - 19:27

    Tek, kendini önce, kendisi için biricik kılan. - Hallac.

  • aşk

    15.06.2023 - 19:21

    Tanrı buyurur, sevdiklerimin aşkı, büyük sevgime işarettir,
    bilge insanın iradesi, benim irademe, varolan herşey gibi,
    ve gücüme.

    Hallacı MANSUR.

    Burda hesap kitapla mesafe alamazsın, gönüllülere, gerisi konumuz değil.

  • isim

    15.06.2023 - 19:05

    Allahın adı, teni eritir, kalbi çalar, canı yağmalar,
    ama, bu girişim her çöp kişiliğe ve cibiliyetsize
    layık görülmez, bu sadece yiğitlerin yolunu tutanlara,
    ve o yüceden memnun kalanlaradır, Aşkın kederine
    can pahasına ve yürekle sahip çıkanlara, ne var ne
    yok, derde kedere feda etmişlere.

    Hallac ı MANSUR, Mistik ŞAİR, 10. Yüzyıl.

  • kadın

    15.06.2023 - 00:28

    Mesela Madam BOVARY, Flaubert, aslında bir etik destanıdır, ve kadın doğasını çözümlemede bir şahika, çünkü, bir taşra doktoruyla evli Bovary, onu ve unvanını yetersiz bulur, ve şehirdeki yüksek zümrede mevki sahiplerine layık olduğunu düşünür, o özlemin peşinde kendi dramını adım adım inşa eder, buna gerekli donanımı hazırlamak için tüketmek gerekir, o parayla olur, borçlar derken sarmal büyür, yeni tanıştıkları da, onu yetersiz bulduğundan iter bırakır, artık çaresiz ölüm döşeğindeyken, gene yanına gelen beğenmediği eski eşidir, kısaca, neden o değilsinin ağıdıdır Bovary, kızlar doğanızın tuzaklarına kanmayın, uzak özlemlere koşarken yakın mutlulukları gömersiniz, sonu feci biter, ben söyliyim siz yapmayın.

  • hayat

    14.06.2023 - 10:05

    Hayat bir gündür o da bugündür, üşenme, erteleme, nasıl yaşamayı seviyorsan, nasıl iyi hissediyorsan. Aslolan iyi hissetmek, ve hissettirmek.

  • anlamak

    12.06.2023 - 09:19

    Tarihin çıkmaz sokağı, bir de kötü niyet ekle, tadından yenmez, hayat da oyununu tam da orda oynar, yani sepet havası, gayretsiz olmuyor dünya.

  • ebruli

    12.06.2023 - 06:04

    Geceleri uyanır, yoktan sevda yaparım,
    Gemilerle her gece ben çok uzaklardan dönerim,
    Benim adım ebruli, biraz gerçek biraz rüya,
    yalanını sevsinler, aşksız dönmüyor dünya.

    Bir Ezginin Günlüğü Klasiği.

  • fotoğraf

    11.06.2023 - 07:47

    Dudaklarımda şarap gibi şırıldayan bir gönül lafı,
    Elimde dervişlerin yeşil kaplı mushafı.
    Yeşil - mavi - kırmızı şiirler kaplar her tarafı,
    Şiirler, şiirler okurum varmak için.
    Şiirler ki oranın birer silik fotoğrafı.

    DAĞLARCA,

    Evet, Dağlarca daha 25 yaşında Allahın tarayıcısında göründü, herkes için bu fırsat eşit, anladığın ve yaptığın kadarsın onun için, sende davranışla, dünyada en yüksek konumda gördüğün mevkiye fark atarsın, her şey ne yaptığına bağlı, seyredersen o da seni seyreder ibretle. Bu davranış rehberi, üstüne yatarsan, orda kalırsın, kimse de kaldıramaz.

  • varlık içinde yokluk

    11.06.2023 - 07:18

    Göklerin karanlığında bütün yolculuğum, en büyük, en güzel,
    en uzak bir yıldız sanki ruhum. Rüyadaki güller gibi, rüyaca yaşıyorum.
    Sevmek ve ağlamak ve yok olmak arasında.

    Dağlarca.

  • kötü

    11.06.2023 - 05:39

    Kötü olduğu için insanın bir hikayesi vardır, yoksa zaten burası da cennet olurdu, halbuki burası bir geçiş, hakediş ve eleme odağı, biricikliğiyle, bunu ulaşılmaz mesafeler nedeniyle anlayabiliyoruz, insanın direnci ölçülürken, aynı zamanda nerde gerçeği ve doğruyu terkeder, nerde bundan kopmaz bir ayrılık gösterir test edilir, ve bozuk doğasındaki soluk bırakılmış ışığı nasıl kendi eliyle açığa çıkarmayı başarır, Kafkanın insanının son deminde infaz edilirken uzaktan sızan soluk ışığı umutlaştırması gibi, o ışığa yürüyüştür dünya, bütün başarısı da odur insanın, yoksa dünyadaki toplumsal rollerimiz belirlemez bunu, dünyaya karşı tutumumuz belirler, kendi bulunduğumuz konuma saplanıp kalırsak, bunu göremeyiz, konumumuzun üstüne çıkarak olur bu, din bunu temin ederken işimizi kolaylaştırır, bunu kendi başımıza başaramayız boşluk sarar ve yutar, halbuki ordaki umut, sarıp sarmalarken, yükseltir de, bu güven bizi daha sağlam basan birey yapar, boşluğun övülmesidir kuru bir hümanizm, ve kötülük yapanın ayrıcalığı yoktur dinde, hümanizm insanı anlatmaz, sadece boşluğa güzelleme yapar ki, yersiz ve mesnetsizdir, bilerek yapılanın affedilecek yanı yoktur, insanda varolmayan bir yücelikten dem vurur, bir yanılsama olarak da havada kalır, hiçbir şeyi de çözmez, din, kötülük yapılmadan önce yapılabileceklerin ölçülürini koyar, gene de kendini güvenceye alamamış olan da artık hoşgörülmez, ondan bir süzmelik abidesi olarak hiçbir iş görmemiştir, kötülük azalacağına artmıştır, mesela, Hollanda da suç oranlarının düşüklüğü örnek gösterilir ama, heryerde uyuşturucuya muhtaç olmuş insana, yapılan kötülük konuşulmaz, ya da limanlarından dünyanın arıza bölgelerine yapılan silah sevkiyatıyla elde edilenin refaha yaptığı katkıyla şişen benliklerin, sonra uyuşturucuyla aynı kötülüğe maruz kaldıkları, karşılık bir bedel ödetme gibi seyreder, ve taraflar bunu hakettikleri için yaşanır bu, oysa Kuranda ne uyuşturucu ihtiyacı duyulur ne de silah, sadece nizamı temin, adaleti tesis, mutluluğu engelleyeni engellemek için vardır silah, başka durumlarda suçtur, ve cezası bitmez tükenmez, ondan cihad kendi sınavında seni sınıfta bırakan doğana karşı kullanılır, ya da başka ülkelerin tecavüzü söz konusu olursa, nefsi müdafaa için, geçmiş yüzyıllarda iletişimin yetersiz olduğu dönemlerde Allahın adaletini duyurmak, aynı mutluluğu insanlara yaşatmak için fetihde, emperyalin hep bana anlayışına benzeyen bir yanı yoktur, ve ihlalinde ağır cezalandıran ebediyet kadar dünyevi adalete yansıması da bunu gözetir sıkı bir şekilde, insan elinde tahrifatı anlayışı yönetenlerden değil, daha çok yerel unsurlardaki yetersizlerine dayalı tutumlardan kaynaklıdır, bu kadarı bile istismarın vazgeçilmez olduğu dünyada ne kadar çok işlevi olduğunu gösterir, bugünün dünyasındaki modern kavramlar ilaç olabilseydi, daha yetmiş, seksen sene önce tarihin en büyük vahşetleri yaşanmazdı, bu potansiyel hep var medeniyet çünkü dışarıda değildir, ya yüreğimizededir, ya da hiçbir yerde, önce onu eğiten dinden uzaklaşmak, ve dahası, doğru anlayarak - anlayasınız diye gönederdik - KURAN - bizi burda ve orda bir imkan denizinden mahrum bırakmaktır, yalnız kalmış insanı da çaresizliğe itmek, ondan dinin özü olan saf şiir, doğrudanlığı ve vesilesiyle, bir sığınma değil, sığınmadığı için şiirdir, yani kendini tahkim etmişin, hakkını teslim eder, her güçlükte pes edenin ki, ağlaşmaktır, şiir vasfını kaybeder, şiir kendi öğretir, maruz kaldım yazarı, sadece sızlanır, kimseye de yararı olmaz, çünkü güç vereceğine, elindekini de alır, şiire yakışmaz, şiir de ona.

  • kısaca

    10.06.2023 - 22:26

    Estetikte an ı, bozamazsın, o bir bütünlük olarak ya vardır, ya da yoktur. İsteyen kendi yoluna gitsin de, matematik kendi denkleminden vazgeçmez, sonuçta kesinlikte, önemli bir güvence ki, onda bile muğlaklık var, o da zaten içine çekmek için. Bu psişenin vazgeçilmezi olarak, öyle olmaklığını sensiz de sürdürür çünkü.

  • estetik

    10.06.2023 - 22:04

    Estetik temaşa gibi ahlaki yükselme de aynı nedenlerden ötürü bizi akla götürür. En yüksek anlamda erdemler, pratik eylemlerden değil de - arınmalardan - ibaret olanlar, ruhtadır. Aklın doğasında var olan özelliklerin taklitleridir. Akılda kendiliğinden bir adalet vardır ki ruhta ki ve şehirdeki adalet bizi ona doğru yükseltir. - Adalet, her varlığın kendi işlevini yerine getirmesinden ibarettir - Hakikatinde adalet, kendiliğinde adalet, aynı kısımları olmayan bu varlığın kendisiyle olan ilişkisindedir.

    Emile BREHIER, Fransız Filozof, 1952

    Yani estetik, adalet ve onların tamamlayıcısı ahlak, yüce aklın yansıması varlık aklında içkindir, ve beraberce butünlüğü kurarlar, birinin eksikliği yaşamı sakatlar, önce kendinde gerçekleştirmen gerekenin temel ayakları olarak, bu kavramlar ruhunun diyalog haznesinde kendi aralarında mutabık kaldığı kadar sensin, o da senin olman, ve önünü açmanla ortak bir yapıdır. Ve bunlar kesintisizlikteki yerini sağlamlaştırmak için merdivenin basamaklarıdır, işte KURAN da bunun ana hatlarının belirleyen metindir, içeriğiyle aklın arasındaki ortaklaşan ögeler, yaşam rehberi olmadan, olaylar örgüsünde, kaynayıp gitmende kuvvetle muhtemel, ondan sağlam yere demirlemek, fırtınalarda bir liman ve güvence oluşturur. Estetik tek başına tam anlaşılmaz bütünlük içindeki yerini doğru belirleyince katkı sağlar, en önemli ve çarpıcı olanı da varlığı doyuran beğeniyi, kendinde üretir ve tekrar talep varlığına ihtiyacını armağan eder, eğer dikkatli olunmazsa kayıp önce farkında olmadan, ruhta, ve sonra fiziki yapıda nüksetmeye başlar, sağlıkta tasarrufta cebi korur, hele şu kısıtlı ekonomide. Kolay gelsin.

  • genetik miras

    10.06.2023 - 19:25

    Çevre ve kendi yapılandırması olmadan, açıklamaz.

  • görgüsüz

    10.06.2023 - 18:08

    Her gördüğünü, gördüm zanneder, görür.

  • sonsuzluk

    10.06.2023 - 14:21

    Bağlantı kurulmaz, bağlantıyı kurar, cana düşen, nüveyi yetiştirmektir, bir gülü su verir gibi, tarayıcıda görünür olmak için, rehberi ondan ihmat etmemeli, iyi anlayarak. Her şeyin ölümü, ezberdir.

  • transandantal

    10.06.2023 - 11:20

    Mistik Trans Platoncu aşk diyalektiği ile yakından bağlantılıdır. Bu trans hali aşk duygusunun tüm saflığıyla hissedildiği anlık ve nadir bir durumdur. Bundan önce ruhun bir hazırlığı ve - içsel düzenlemesi - gelir. Bu hazırlık - mevcut şeylerden yüz çevirmek - ve ruhu tüm biçimlerinden arıtmaktır. Ruh bu haldeyken ne iyi ne de kötü hiçbir şey bilmez haldedir. O zaman, tesadüfen, ani ve beklenmedik bir şekilde, tamamen öngürülemeyen ve iradeden bağımsız, günümüzde - bir varlık hissi - olarak adlandırdıkları şey meydana gelebilir. Plotinus başka bir yerde, bu varlık hissinden önce gelen ve bunu haber veren bir şoktan söz eder. Bu sözcük, bilincin önceki boşluk durumuyla şiddetli bir şekilde karşıtlık oluşturan bir durum tarafından istila edildiğini gösterir. İyi, bizzat aşk ile özdeş kabul edilir, mistik sevilen nesneye karışmak isteyen, dünyevi aşığın aradığı ideale ulaşmakla kalmaz, aynı zaman da İyi nin kendisi, sevgidir. O aynı anda sevilen nesne, sevgi ve öz sevgisiyle beraberdir. Kendini sever, saf aydınlığını sever, bizzat kendisi sevdiği şeydir. Bu mevcudiyette tamamen saf haliyle sevgi duygusunun kendisinden başka bir yoktur. Plotinos un tanımladığı duygusal ve akıl üstü mistik deneyim budur.

    Emile BREHİER, Fransız Filozof, 1952

    Yani Tanrı diyalektiği, dünyevi olanla kurucusu arasında trans da görünen aşk ın yansıdığı hal, ondan cinselliğin taç giymesi denir, tek başına bir deri, kemik kalırsın, can verme, ruhsallıkla bütünlüğünü kurar, zamanla çürüyecek olandan kurtulmanın deneyimini yaşar mistik, ve anlama yetisi olanlara duyurur, yeni de değildir, binlerce yıl öncesinden çıkar gelir, her yeni kuşak da hatırlatmasını yapar, aklı yatan da kendine ebediyette yer açar, başka tutumların yanısıra, şişkin benliklerin vay bana ha kültüründen, yani modern bakıştan üremez, asudeliğin, bir kipi olarak vardır, yani yeninin kurbanı olmak istemeyen, kendinde gerçekleştirdiği kadar ön alır sınavda. Bu kurucunun tekrar bozduğunu kurmasıdır, algısı açık, beyni işlek olanların, yapısal ortağıdır, gerisi de her zaman ki gibi onlara sözümüz hiç olmadı zaten, kendileri yapışıyor, çünkü, anlamış olan gereğini yerine getirendir, didişen değil, başka işimiz mi yok. Keyfinize bakın demiştik, nasıl anlıyorsanız. Kolay gelsin.

Toplam 628 mesaj bulundu