ABD’d e ölen Büyükelçi Ertegün’nün cenazesini getirmek bahanesiyle 1946’da İstanbul’a gelen Amerikan zırhlısı Missuri’nin yolların yıkanacağı,genelevlerin boyanacağı,camilere İngilizce ve Türkçe “Hoş geldin” yazılarının asılacağı büyük törenlerle karşılanmasıyla başlayan Amerikancı dönem,Soğuk Savaş politikasında Türkiye’nin safını netleştirdiği dönemdir.
Ortada Sevr ihtimali yanı sıra anti-emperyalist bir resmi tavır yokken güncelleştirilen bu anti-Sevrci söylemin anlamı,açıktır ki demokratik açılımın önünü kesmek,halkın haklarını daha kolay gasp edecek bir atmosfer yaratmaktır.Esasen dünyanın hangi ülkesinde ve hangi zamanda olursa olsun, böylesi bir milli kampanyalarla ortalığın toz-dumana büründüğü ortamların ardından gelişen şey ya savaş,ya da demokratik veya ekonomik hakların gaspı olmuştur.
Sevr’e karşı gelişen Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasıyla,Sevr ile bağımlı bir imparatorluk olarak yaşama şansına sahip olan Osmanlı da tarihin çöplüğüne atılmış oluyordu.Yani,Osmanlıyı tarihten silen faktör Sevr değil bizzat Ulusal Kurtuluş Savaşıdır.
İnsanlığın en büyük buluşu ne atomu parçalamak ne de elektriğ bulmaktır.insanlığın en büyük buluşu korkuyu da yenmiş olmasıdır.
Hakkı Tonguç(Köy enstitülerının kurucusu)
Osmanlıyı önceki dönem olarak vasıflandırmaktan kaçınan Cumhuriyet tarihçiliği,Orta Asya’dan başladığı tarihi periyodikleştirme işlemini,600 senelik bir boşluktan sonra yeni Cumhuriyete getirir.Osmanlı Cumhuriyetin karanlık yıllarıdır.Cumhuriyet kuşaklarının tarih anlayışı,Osmanlı öncesi Türklerin başarılarından kaynaklanacaktır.”Türk Tarih Tezi” böyle bir düşüncenin ve ütopik düşüncenin ürünüdür.(Özgür Üniversite kitaplığı 53)
1936 yılında açılan Afyon’daki Atatürk heykeli heykeltıraş Kripper’in eseridir.Heykel tamamen çıplaktır.Çok kararlı eril bir otoriteyi temsil etmektedir.Düşmanın üzerine abanmış,sol eli yumruk,sağ eli pençe şeklindeki bir Atatürk,altında uzanan antik Yunan’ın mitolojik kahramanı Herkül’e bakmaktadır.Herkül çaresiz bir şekilde Türk kahramanının ayakları altındadır.Yüzünde yenilgi ve çaresizliğin ifadesi vardır.
Gladio denilen örgüte NATO’ya üye ülkelerde “derin devlet” yapılanması deniliyor.Gladio,Latince “kısa kılıç” demektir.örgüt ilk defa Amerikalılar ve İngilizler tarafından1952 yılında kuruldu. Bu kontra gerilla örgütlenmesine “Stay Behing” (geride kal) adı verilmişti. Bu örgüt Avrupa’da birçok terör eylemi gerçekleştirdi.Bu örgütlenme,devlet içinde devlet,yani “derin devlet”ti.
Tarih övgü yada sövgü kitabı değildir.Tarih sadece kahramanlar ve hainlerden ibaret değildir.Bizim gibi normal insanlar da vardır ve onlar soru sorarlar,cevabını ararlar,yanılırlar,doğruya ulaşırlar konuşarak.Kavga eder gibi değil ama.Birbirimizi dinlemeye,birbirimizin korkularını ve umutlarını anlamaya çalışmamız gerekiyor.
Çalışma önerisi sadece ticaret ve ibadet ile sınırlı olup,her türden sorgulamayı “günah” ilan ettiği için İslam Dünyası,başta Hezerfen(İbn’Rüşt,Farabi,Sühreverdi,vb olmak üzere,tüm sıra dışı unsurlarının sesini kısarak kendini koyu bir Ortaçağ karanlığına hapsetmiştir.
Orhan Pamuk’u seversiniz yada sevmezsiniz.Hatta nefret bile edebilirsiniz(Tıpkı Nazım Hikmet gibi) Arabesk takılmayı da edebiyata tercih edebilirsiniz. Ama tarihe kazınan ve muhtemelen gelecekte ders kitaplarında okutulacak olan Nobel Edebiyat Ödüllü bir Türk romancısı olarak onu yok sayamazsınız.
- Kazım Karabekir; Bir çok milletler istiklallerine kavuşurken asırlar doldurucu muazzam tarihi olan Türk milletini kurtaralım.
- Mustafa Kemal Paşa,”Durum size hak verdiriyor.İyi olayım gelmeye çalışırım.(o sırada hasta idi.)
- “Paşam o halde tek dağ başı mezar oluncaya kadar mücadele,şahsi ve milli namusumuzu ikmal için,”ya istiklal ya ölüm”! ahdında birleştik değil mi? dedim ve öpüşerek veda ile ayrıldım.
Bizim basın tarihinde,ünlü bir BabaTahir vardır. O dönemlerde,Terkos Gölü’ünden İstanbul’a su şebekesi kurmaya kalkan Bir Fransız şirketinden haraç istemiştir.Şirket haracı vermeyince de Baba Tahir’in gazetesinde şöyle bir haber çıkmıştır.
-Terkos Gölü’nüde bir domuz leşine rastlandı.Gölden gelen mekrup olma ihtimali üzerine…
Kendine abone bulmakta zorlanan Fransız şirketi,bu haber üzerine Baba Tahir’e vermiştir istediği haracı.
Ve ertesi gün haber şöyle düzeltilmiştir:Gölde görülün cismin domuz leşi değil,bir ağaç kütüğü olduğu anlaşılmıştır.
Sayın Çetin Altan’dan alıntı.
Resmi ideoloji,Cumhuriyet Gazetesi’nin sütunlarında dört başı bayındır işleniyor,beyinlereçakılıyordu. Yeryüzünde,insanlığın hizmetinde ne varsa,bunun “Türkler tarafından icat edildiği” bilmeyenler anlatılıyordu.Ateşi,tarım aletlerini,Türklerin icat ettiği,hayvanları yine Türkler tarafından evcilleştirildiği,bu gazete tarafında öğrenilmiş oldu.Öyle ki,bir ara “Kızılderililerin Türk olduğu” noktasına bile vardı komedinin boyutları.1930’larda “Hitler sempatisi”boy gösterdi.Buna karşın sosyalizm düşmanlığı daha da arttı.
Ah Güler, ah! Platonik aşkımın kördüğümü,henüz yazılmamış bir öykünün son noktası,girdabında kaybolduğum siyah saçlı,kara gözlü ve varlığımdan habersiz sevgili.
“Acı içinde yaşayanları rahatlatmak,rahat içinde yaşayanlara acıyı tanıtmak”(Gazeteciliğin A:B:D ‘ki tanımı) Türk medya’sı Serge Halimi’nin değimiyle Düzenin bekçiliğini yapmaktadır. İdeolojik amaçlar uğruna toplumu” obje”N esne” haline getirmiştir.
Cebelitarık Boğazı’nın güney yakası (FAS) ,Kuzey yakası (İSPANYA) ,her iki kıyıda da denizin dibinden inanılmaz tatlı sular fışkırmaktadır.Her iki yakanın dibinden birbirlerine doğru 45 derece açılarlar fışkıran bu dev su kanalları tarağın dişlileri gibi karşılıklı bir baraj yapmaktadır.Bu nedenle,Ne Akdeniz’in suyu Atlas Okyanusu’na ne da Atlas Okyanusu’nun suları Akdeniz’e karışmamaktadır.Denizlerin tuzlu suları ile,büyük nehirlerin tatlı sularının birbirine karışmaları çok rastlanan bir olaydır.Bunda herhangi bir keramet aramak bilimsel olarak doğru değildir.
1944 İstanbul-Beşiktaş doğumluyum.İlk okul mezunuyum.uğraşlarım:Sinema,edebiyat,toplumsal ve dini konularda araştırmalar yapmak,sporun 'sadece futbol' değil tüm branşlarıyla ilgilenmek,evliyim43 yaşında ressam bir kızım var.Bir de torunum Bora Bey.
tarihten sayfalar
22.11.2009 - 19:37ABD’d e ölen Büyükelçi Ertegün’nün cenazesini getirmek bahanesiyle 1946’da İstanbul’a gelen Amerikan zırhlısı Missuri’nin yolların yıkanacağı,genelevlerin boyanacağı,camilere İngilizce ve Türkçe “Hoş geldin” yazılarının asılacağı büyük törenlerle karşılanmasıyla başlayan Amerikancı dönem,Soğuk Savaş politikasında Türkiye’nin safını netleştirdiği dönemdir.
tarihten sayfalar
22.11.2009 - 19:20Ortada Sevr ihtimali yanı sıra anti-emperyalist bir resmi tavır yokken güncelleştirilen bu anti-Sevrci söylemin anlamı,açıktır ki demokratik açılımın önünü kesmek,halkın haklarını daha kolay gasp edecek bir atmosfer yaratmaktır.Esasen dünyanın hangi ülkesinde ve hangi zamanda olursa olsun, böylesi bir milli kampanyalarla ortalığın toz-dumana büründüğü ortamların ardından gelişen şey ya savaş,ya da demokratik veya ekonomik hakların gaspı olmuştur.
tarihten sayfalar
22.11.2009 - 14:40Sevr’e karşı gelişen Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasıyla,Sevr ile bağımlı bir imparatorluk olarak yaşama şansına sahip olan Osmanlı da tarihin çöplüğüne atılmış oluyordu.Yani,Osmanlıyı tarihten silen faktör Sevr değil bizzat Ulusal Kurtuluş Savaşıdır.
özlü sözler
22.11.2009 - 00:02İnsanlığın en büyük buluşu ne atomu parçalamak ne de elektriğ bulmaktır.insanlığın en büyük buluşu korkuyu da yenmiş olmasıdır.
Hakkı Tonguç(Köy enstitülerının kurucusu)
manipülasyon
21.11.2009 - 23:03Manipülasyon/manipulation:Fransızca,Varlıkları yapıcı,açıklayıcı ve yararlı birbiçimde kullanma işi.
özlü sözler
21.11.2009 - 19:41İdare etmek,adalet götürmek,himaye etmek,efendi olmak Türklerin kaderidir.
tarihten sayfalar
21.11.2009 - 19:37Osmanlıyı önceki dönem olarak vasıflandırmaktan kaçınan Cumhuriyet tarihçiliği,Orta Asya’dan başladığı tarihi periyodikleştirme işlemini,600 senelik bir boşluktan sonra yeni Cumhuriyete getirir.Osmanlı Cumhuriyetin karanlık yıllarıdır.Cumhuriyet kuşaklarının tarih anlayışı,Osmanlı öncesi Türklerin başarılarından kaynaklanacaktır.”Türk Tarih Tezi” böyle bir düşüncenin ve ütopik düşüncenin ürünüdür.(Özgür Üniversite kitaplığı 53)
tarihten sayfalar
21.11.2009 - 19:211936 yılında açılan Afyon’daki Atatürk heykeli heykeltıraş Kripper’in eseridir.Heykel tamamen çıplaktır.Çok kararlı eril bir otoriteyi temsil etmektedir.Düşmanın üzerine abanmış,sol eli yumruk,sağ eli pençe şeklindeki bir Atatürk,altında uzanan antik Yunan’ın mitolojik kahramanı Herkül’e bakmaktadır.Herkül çaresiz bir şekilde Türk kahramanının ayakları altındadır.Yüzünde yenilgi ve çaresizliğin ifadesi vardır.
baltacı mustafa paşa
21.11.2009 - 14:53Tarihte olmayan bir şahsiyet.Belki kırsal bir kesimde yaş,kuru demeden ağaç katliamı yapan bir Adı Mustafa,Soyadı Paşa olan bir Ademoğlu olabilir.
gladio
21.11.2009 - 14:36Gladio denilen örgüte NATO’ya üye ülkelerde “derin devlet” yapılanması deniliyor.Gladio,Latince “kısa kılıç” demektir.örgüt ilk defa Amerikalılar ve İngilizler tarafından1952 yılında kuruldu. Bu kontra gerilla örgütlenmesine “Stay Behing” (geride kal) adı verilmişti. Bu örgüt Avrupa’da birçok terör eylemi gerçekleştirdi.Bu örgütlenme,devlet içinde devlet,yani “derin devlet”ti.
tarihten sayfalar
21.11.2009 - 13:51Tarih övgü yada sövgü kitabı değildir.Tarih sadece kahramanlar ve hainlerden ibaret değildir.Bizim gibi normal insanlar da vardır ve onlar soru sorarlar,cevabını ararlar,yanılırlar,doğruya ulaşırlar konuşarak.Kavga eder gibi değil ama.Birbirimizi dinlemeye,birbirimizin korkularını ve umutlarını anlamaya çalışmamız gerekiyor.
özlü sözler
21.11.2009 - 13:34Alışkanlık demirden gömlektir.(Çin Atasözü)
islamiyet
21.11.2009 - 12:45Çalışma önerisi sadece ticaret ve ibadet ile sınırlı olup,her türden sorgulamayı “günah” ilan ettiği için İslam Dünyası,başta Hezerfen(İbn’Rüşt,Farabi,Sühreverdi,vb olmak üzere,tüm sıra dışı unsurlarının sesini kısarak kendini koyu bir Ortaçağ karanlığına hapsetmiştir.
orhan pamuk
20.11.2009 - 22:58Orhan Pamuk’u seversiniz yada sevmezsiniz.Hatta nefret bile edebilirsiniz(Tıpkı Nazım Hikmet gibi) Arabesk takılmayı da edebiyata tercih edebilirsiniz. Ama tarihe kazınan ve muhtemelen gelecekte ders kitaplarında okutulacak olan Nobel Edebiyat Ödüllü bir Türk romancısı olarak onu yok sayamazsınız.
ya istiklal ya ölüm
20.11.2009 - 13:30- Kazım Karabekir; Bir çok milletler istiklallerine kavuşurken asırlar doldurucu muazzam tarihi olan Türk milletini kurtaralım.
- Mustafa Kemal Paşa,”Durum size hak verdiriyor.İyi olayım gelmeye çalışırım.(o sırada hasta idi.)
- “Paşam o halde tek dağ başı mezar oluncaya kadar mücadele,şahsi ve milli namusumuzu ikmal için,”ya istiklal ya ölüm”! ahdında birleştik değil mi? dedim ve öpüşerek veda ile ayrıldım.
özlü sözler
19.11.2009 - 23:53İnsan haklarıyla insandır.
türk medyası
19.11.2009 - 13:18Bizim basın tarihinde,ünlü bir BabaTahir vardır. O dönemlerde,Terkos Gölü’ünden İstanbul’a su şebekesi kurmaya kalkan Bir Fransız şirketinden haraç istemiştir.Şirket haracı vermeyince de Baba Tahir’in gazetesinde şöyle bir haber çıkmıştır.
-Terkos Gölü’nüde bir domuz leşine rastlandı.Gölden gelen mekrup olma ihtimali üzerine…
Kendine abone bulmakta zorlanan Fransız şirketi,bu haber üzerine Baba Tahir’e vermiştir istediği haracı.
Ve ertesi gün haber şöyle düzeltilmiştir:Gölde görülün cismin domuz leşi değil,bir ağaç kütüğü olduğu anlaşılmıştır.
Sayın Çetin Altan’dan alıntı.
türk medyası
19.11.2009 - 12:15Resmi ideoloji,Cumhuriyet Gazetesi’nin sütunlarında dört başı bayındır işleniyor,beyinlereçakılıyordu. Yeryüzünde,insanlığın hizmetinde ne varsa,bunun “Türkler tarafından icat edildiği” bilmeyenler anlatılıyordu.Ateşi,tarım aletlerini,Türklerin icat ettiği,hayvanları yine Türkler tarafından evcilleştirildiği,bu gazete tarafında öğrenilmiş oldu.Öyle ki,bir ara “Kızılderililerin Türk olduğu” noktasına bile vardı komedinin boyutları.1930’larda “Hitler sempatisi”boy gösterdi.Buna karşın sosyalizm düşmanlığı daha da arttı.
özlü sözler
19.11.2009 - 11:56'Ağacın baş düşmanı balta dağil, yine ağacın kendisidir.Çünkü, baltanın sapı da ağaçtandır.'
cumhuriyet halk partisi (chp)
19.11.2009 - 10:27Eninde sonunda her şey aslına rücü eder.
aşk
19.11.2009 - 01:17Ah Güler, ah! Platonik aşkımın kördüğümü,henüz yazılmamış bir öykünün son noktası,girdabında kaybolduğum siyah saçlı,kara gözlü ve varlığımdan habersiz sevgili.
şiir
18.11.2009 - 21:48ÇOCUKLAR BAKIYORLAR
Çocuklar bakıyorlar,gözlerinde mavilik,
Bize bakıyor çocuklar,bir deri bir kemik.
Çocuklar tutamıyorlar ellerinde oyuncakları,
Çocuklar koşmaz olmuş bacakları.
Benizleri sapsarı,hasta,
Çocuklar bedbaht bu yaşta.
Kim getirip koymuş onlarıı yanımıza,
Bakıyorlar çizgi çizgi anlımıza.(Ziya Osman Saba 1948)
türk medyası
18.11.2009 - 21:39“Acı içinde yaşayanları rahatlatmak,rahat içinde yaşayanlara acıyı tanıtmak”(Gazeteciliğin A:B:D ‘ki tanımı) Türk medya’sı Serge Halimi’nin değimiyle Düzenin bekçiliğini yapmaktadır. İdeolojik amaçlar uğruna toplumu” obje”N esne” haline getirmiştir.
bilgi edinmek güzel şey
18.11.2009 - 21:20Cebelitarık Boğazı’nın güney yakası (FAS) ,Kuzey yakası (İSPANYA) ,her iki kıyıda da denizin dibinden inanılmaz tatlı sular fışkırmaktadır.Her iki yakanın dibinden birbirlerine doğru 45 derece açılarlar fışkıran bu dev su kanalları tarağın dişlileri gibi karşılıklı bir baraj yapmaktadır.Bu nedenle,Ne Akdeniz’in suyu Atlas Okyanusu’na ne da Atlas Okyanusu’nun suları Akdeniz’e karışmamaktadır.Denizlerin tuzlu suları ile,büyük nehirlerin tatlı sularının birbirine karışmaları çok rastlanan bir olaydır.Bunda herhangi bir keramet aramak bilimsel olarak doğru değildir.
Toplam 4225 mesaj bulundu