“Kaldır başını kan uykulardan
Böyle yürek böyle atardamar
Atmaz olsun
Tam çağı ise başlamanın doğan günle
Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden
Yollar kesilmiş alanlar sarılmış
Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende
Benden geçti mi demek istiyorsun
Aç iki kolunu iki yana
Korkuluk ol”
Rıfat Ilgaz.
Osmanlı’da Kilisler serbesttir,ama çan çalamazlar,gayrimüslimler sokakta dolaşırken giyimlerinde kendilerini belli eden işaretler taşırlar. Gayrimüslimlerin evlerinin pencereleri dışarıya bakamaz,kılıç taşıyamaz,ata binemez,Müslüman’dan ayrı olarak kelle vergisi verir (cizye) ki,Osmanlı bütçesinin üçte birini bu vergi oluşturur.
Bürokratlar Tanzimat Fermanı ile bu defa, gerçekten Batılı görüntülü yeni bir lale devri başlattılar.Bu durum aynı zamanda balolar dönemidir.Bu baloların devamı,daha sonra CHF(CHP) döneminde yoğlatım(tüketim) mallarının kıtlığının yarattığı koşullarda, Anadolu kasabalarında halkın nefreti altında verilen Cumhuriyet balolarında görmemek mümkün mü? Bu yönetici seçkinlerin emekçi kitlelere bakış açısının da bir göstergesidir.
1950’lerde Türkiye’nin “Küçük Amerika” olacağına inananların sayısı hızla artıyordu.Yeni zenginler ve bir kısım küçük burjuva, evlerinin salonlarına “Amerikan barı” inşa edip “kaçak viski” içmeyi “American way of life “ı yakalamak sayıyorlardı.Fransız,Alman,İngiliz hayranlığı yerini Amerikan hayranlığına bırakmıştı.
Maazallah İslam kanı akıtılması,günahsız zavallı Kürt kardeşlerimizden birçoğunun Osmanlı askerleri tarafında öldürülmesi gibi Dünya ve ahrette pek elim bir sonucu doüuracaktır. Oysa din ve namus sahibi büyükler yaşadıkça Kürt ve Türk birbirinden ayrılmaz iki öz kardeş olarak yaşamakta devam edeceği ve hilafet etrafında sarsılmaz bir vücut halinde kalacağı şüphesizdir. M.Kemal 15 Eylül 1915’de Malatya Mutasarrıfı vasıtasıyla Şehzade Mustafa’ya gönderdiği yazıdan alıntı.)
Cahiliye devri nedir,ne değildir bu konuyu irdelemenin çok fazla bir anlamı yoktur.Bunun için asrımızda İslam aleminin paramparça ve perişan durumuna bakmak daha anlamlıdır.
Dinsel çıkışlar,sanatın gücünü bildiği için onu sınırladılar.Çünkü öncelikli olan ve sanatın yerine geçen din idi. Ama sanatın toplumsal gücü sanatçılar tarafından dini mekanlarda, bezemelerde ve kutsal metinlerin yazılımında ustaca kullanıldı.
Belgesiz diploması çağındayız.Tanıklığımız,sahte gülümsmelerle el sıkıştıkları bildik senaryolu basın toplantıları.Yüzyüze görüşmedikleri zamanlar,telefonda konuşuyorlar. Gene yazılı belge yok.Ne konuşulduğundan,kendi hükümet üyelerinin bile haberi yok.
Bu durumda olsa olsa geleceğin tarihçileri,tercumanların günlükleriyle yetinmek zorunda kalacak.
Tarihçiler genellikle yaşadıkları dönemlerin değer yargılarının noteri,güç ilişkililerinin cambazı; içselleştirdikleri egemen(devlet) düşüncenin el feneriyle tarihe işik tuttukları,tarihi aydınlattıkları zannına kapılırlar.
...Evde,işyerinde,parklarda trende, otobüste her yerde Roman kimliğimi gizledim.Böylece hem kendimi korumuş oldum,hem de insanların Romanlar karşı önyargılı görüşlerini 'kıvırmadan'ifade etmelerini sağladım.(TCDD'e uzman,eğitimci,denetçi, ve yönetici olarak çalışan Mustafa Aksu.Türkiye' Çingene olmak kitabının yazarı.)
Oturduğum evin sahibi roman.Kira borcumu ödemeye eve gidince çokhürmet ediyorlar.'Siz gençsiniz,ihtiyacınız olabilir,kirayı ödemede acele etmeyin' diyorlar.Ama,roman oldukları için çaylarını içmiyorum! ...Mustafa Aksu
Kitle etkilenmelere olabildiğince açık ve saf dildir.Güce saygı duyar.Üstün bildiği kişilerde aradığı,güçlülük hatta zorbalıktır.Egemenlik ve baskı altına alınmayı,efendisinden korkmayı ister.Kitle uysal bir sürü gibidir...
Fraud
İyi bir sanatçı kötü geçmişinden kurtulmayı başaran kişidir.Topluma yol gösterme gücünü bu hesaplama ile elde eder.Bunu başaramayan sanatçı bulaşıcı ve yok edici bir virüs gibidir.Halkını zehirler,toplumunu yozlaştırır.
M.Kemal’in Türk terimini kullanmasında “Avrupa’nın hasta adamı”, Etrak-ı bi idrak”(idraksızTürkler) gibi deyimlerin yarattığı psikolojik huzursuzluk etken olmuştur.M.kemal, 1923 sonuna kadar “Türk” terimini çok az kullanmış,genellikle “Türkiye’yi tercih etmiştir. B.Oran,Atatürk milliyetçiliği,Bilgi Yayınevi S,209-211.
Bir zamanlar üç kıtaya yayılan imparatorluğun 20. yüzyıl başına gelindiğinde yalnızca Anadolu’dan ibaret kalması ciddi travma yaratmıştır.1923’te kurulan cumhuriyetinde dağılabileceği korkusu bu travmanın günümüze kadar sürmesini sağlamış ve yeni bir parçalanmanın önlenmesi amacıyla Türk’ten başka kültürel kimliklerin tahammülsüzlüğüne yol açmıştır.
1944 İstanbul-Beşiktaş doğumluyum.İlk okul mezunuyum.uğraşlarım:Sinema,edebiyat,toplumsal ve dini konularda araştırmalar yapmak,sporun 'sadece futbol' değil tüm branşlarıyla ilgilenmek,evliyim43 yaşında ressam bir kızım var.Bir de torunum Bora Bey.
faşizm
17.12.2009 - 22:34Bir ülkede,sınıf yoktur,cins yoktur,imtiyaz yoktur deniliyorsa o ülke ideolojik olarak faşizmle yönetiliyor demektir.
Yönetmen
17.12.2009 - 22:13İnsanların kahir ekseriyeti kendi kendilerini yönetemediklerinden,onları her daim başkaları yönetir.Bunun adı da politika sanatıdır.
aydın
17.12.2009 - 22:00Aydın mısın?
“Kaldır başını kan uykulardan
Böyle yürek böyle atardamar
Atmaz olsun
Tam çağı ise başlamanın doğan günle
Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden
Yollar kesilmiş alanlar sarılmış
Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende
Benden geçti mi demek istiyorsun
Aç iki kolunu iki yana
Korkuluk ol”
Rıfat Ilgaz.
osmanlı
17.12.2009 - 14:06Osmanlı’da Kilisler serbesttir,ama çan çalamazlar,gayrimüslimler sokakta dolaşırken giyimlerinde kendilerini belli eden işaretler taşırlar. Gayrimüslimlerin evlerinin pencereleri dışarıya bakamaz,kılıç taşıyamaz,ata binemez,Müslüman’dan ayrı olarak kelle vergisi verir (cizye) ki,Osmanlı bütçesinin üçte birini bu vergi oluşturur.
tarihten sayfalar
17.12.2009 - 12:51Bürokratlar Tanzimat Fermanı ile bu defa, gerçekten Batılı görüntülü yeni bir lale devri başlattılar.Bu durum aynı zamanda balolar dönemidir.Bu baloların devamı,daha sonra CHF(CHP) döneminde yoğlatım(tüketim) mallarının kıtlığının yarattığı koşullarda, Anadolu kasabalarında halkın nefreti altında verilen Cumhuriyet balolarında görmemek mümkün mü? Bu yönetici seçkinlerin emekçi kitlelere bakış açısının da bir göstergesidir.
tarihten sayfalar
17.12.2009 - 12:321950’lerde Türkiye’nin “Küçük Amerika” olacağına inananların sayısı hızla artıyordu.Yeni zenginler ve bir kısım küçük burjuva, evlerinin salonlarına “Amerikan barı” inşa edip “kaçak viski” içmeyi “American way of life “ı yakalamak sayıyorlardı.Fransız,Alman,İngiliz hayranlığı yerini Amerikan hayranlığına bırakmıştı.
tarihten sayfalar
17.12.2009 - 12:24Maazallah İslam kanı akıtılması,günahsız zavallı Kürt kardeşlerimizden birçoğunun Osmanlı askerleri tarafında öldürülmesi gibi Dünya ve ahrette pek elim bir sonucu doüuracaktır. Oysa din ve namus sahibi büyükler yaşadıkça Kürt ve Türk birbirinden ayrılmaz iki öz kardeş olarak yaşamakta devam edeceği ve hilafet etrafında sarsılmaz bir vücut halinde kalacağı şüphesizdir. M.Kemal 15 Eylül 1915’de Malatya Mutasarrıfı vasıtasıyla Şehzade Mustafa’ya gönderdiği yazıdan alıntı.)
cahiliye devri
16.12.2009 - 13:45Cahiliye devri nedir,ne değildir bu konuyu irdelemenin çok fazla bir anlamı yoktur.Bunun için asrımızda İslam aleminin paramparça ve perişan durumuna bakmak daha anlamlıdır.
aşk
16.12.2009 - 12:40Bir sen vardın,
Sen de gittin.
Bırakıp beni çaresiz ve bir başıma
Solgun bir sonbahar akşamında.
özlü sözler
16.12.2009 - 12:13'Egemenler ancak kendi sınıfından olmayanları çatıştırarak egemenliklerini sürdürebilir.(Anonim)
sanat
16.12.2009 - 12:08Dinsel çıkışlar,sanatın gücünü bildiği için onu sınırladılar.Çünkü öncelikli olan ve sanatın yerine geçen din idi. Ama sanatın toplumsal gücü sanatçılar tarafından dini mekanlarda, bezemelerde ve kutsal metinlerin yazılımında ustaca kullanıldı.
özgürlük
16.12.2009 - 00:21Evet,okullarımızda ezberle yetiştşrildik.
Evet,iktidarların kalebentleri gibi koşullandırıldık.
Evet,bilimi kulanacağımıza,bilime taptık.
Ya şimdi?
Hedefimiz birey olmak.
Evet,farklıyız.
Evet,izci vatandaşların değil,özgür bireylerin toplumunu istiyoruz.
tarihten sayfalar
16.12.2009 - 00:09Belgesiz diploması çağındayız.Tanıklığımız,sahte gülümsmelerle el sıkıştıkları bildik senaryolu basın toplantıları.Yüzyüze görüşmedikleri zamanlar,telefonda konuşuyorlar. Gene yazılı belge yok.Ne konuşulduğundan,kendi hükümet üyelerinin bile haberi yok.
Bu durumda olsa olsa geleceğin tarihçileri,tercumanların günlükleriyle yetinmek zorunda kalacak.
tarihten sayfalar
15.12.2009 - 23:56Tarihçiler genellikle yaşadıkları dönemlerin değer yargılarının noteri,güç ilişkililerinin cambazı; içselleştirdikleri egemen(devlet) düşüncenin el feneriyle tarihe işik tuttukları,tarihi aydınlattıkları zannına kapılırlar.
Hayvan
15.12.2009 - 23:45tek tanrılı dinlerimizin cennetlerinde ruhsuz addettiğimiz hayvanlara yer yok.Her şey bizim için...Huriler,gılmanlar,sonsuz ve mutlu bir hayat...
Roman açılımı
15.12.2009 - 23:29...Evde,işyerinde,parklarda trende, otobüste her yerde Roman kimliğimi gizledim.Böylece hem kendimi korumuş oldum,hem de insanların Romanlar karşı önyargılı görüşlerini 'kıvırmadan'ifade etmelerini sağladım.(TCDD'e uzman,eğitimci,denetçi, ve yönetici olarak çalışan Mustafa Aksu.Türkiye' Çingene olmak kitabının yazarı.)
Roman açılımı
15.12.2009 - 23:17Oturduğum evin sahibi roman.Kira borcumu ödemeye eve gidince çokhürmet ediyorlar.'Siz gençsiniz,ihtiyacınız olabilir,kirayı ödemede acele etmeyin' diyorlar.Ama,roman oldukları için çaylarını içmiyorum! ...Mustafa Aksu
özlü sözler
15.12.2009 - 21:04Kitle etkilenmelere olabildiğince açık ve saf dildir.Güce saygı duyar.Üstün bildiği kişilerde aradığı,güçlülük hatta zorbalıktır.Egemenlik ve baskı altına alınmayı,efendisinden korkmayı ister.Kitle uysal bir sürü gibidir...
Fraud
sanatçı
15.12.2009 - 20:37İyi bir sanatçı kötü geçmişinden kurtulmayı başaran kişidir.Topluma yol gösterme gücünü bu hesaplama ile elde eder.Bunu başaramayan sanatçı bulaşıcı ve yok edici bir virüs gibidir.Halkını zehirler,toplumunu yozlaştırır.
bu kalp seni unutur mu?
15.12.2009 - 20:11Fikret Kızılok'un unutulmaz şarkılarından!
tarihten sayfalar
14.12.2009 - 12:42M.Kemal’in Türk terimini kullanmasında “Avrupa’nın hasta adamı”, Etrak-ı bi idrak”(idraksızTürkler) gibi deyimlerin yarattığı psikolojik huzursuzluk etken olmuştur.M.kemal, 1923 sonuna kadar “Türk” terimini çok az kullanmış,genellikle “Türkiye’yi tercih etmiştir. B.Oran,Atatürk milliyetçiliği,Bilgi Yayınevi S,209-211.
tarihten sayfalar
14.12.2009 - 12:19Bir zamanlar üç kıtaya yayılan imparatorluğun 20. yüzyıl başına gelindiğinde yalnızca Anadolu’dan ibaret kalması ciddi travma yaratmıştır.1923’te kurulan cumhuriyetinde dağılabileceği korkusu bu travmanın günümüze kadar sürmesini sağlamış ve yeni bir parçalanmanın önlenmesi amacıyla Türk’ten başka kültürel kimliklerin tahammülsüzlüğüne yol açmıştır.
Roman açılımı
14.12.2009 - 11:05AB uyum yasaları çerçevesinde azınlıklara yönelik ayrımcılık bağlamında 2000 yılında yapılan bir sözleşme gereği olarak yapılmaktadır.
özlü sözler
14.12.2009 - 02:03'Düşünceler ve inançlar,onları savunanlardan çok,onlara saldıranlar sayesinde yayılır.' ANONİM.
Toplam 4225 mesaj bulundu