İnsan, ne ilâhi ne hayvanca
Sürüklenir kadehten tenhaya;
Doğum... belki bir kahırca,
Giz gibi ağır ve kan gibi akmakta.
Yaptım kendime at, hıyanet tahtasından,
Donmuş derelerde yıkanan uslanmayan kekre,
İliklenmeyen zamanların kekre verdiği yaralı iplikler,
Sürgündü aklım — ağır ve kuru kasıma batmış,
Bir seher vakti sızan loş çocukluğu sürüyordum.
Tahta, tahtalardım her yol ayrımında,
Yangın tozu, yağ lekesi, bir adem çanağı,
Yüce Azrâil! daha vakit mi? bekle biraz,
Çünkü yazılmadı hâlâ nice âyet, nice söz.
Hakk’ın emrini duyup eğilmezken başım,
Nasıl teslim edeyim ruhumu, eksikken yaşım?
Ehl-i din zannı ile din diye çürük söz işler,
Hâfızın levhası zeber, eksikiken tekbirler?
İmsakiye kandil arasında
Sır bir bahçede soldu.
İnci işlemeli kaftanda
Sultan'ın gözü doldu.
Perde arkasında suskun
Sevinci namahrem arasında, kendi kendimize,
Dizimizi dizine dayasak, sözler susa,
Nefeslerimiz bir ılık rüzgâr saadet uçsa!
Tepemizde yalvaç bir kandil gibi ay dursa,
Suda titreyen ipek bir yol, bize uğur olsa!
Zamanın ipini gevşetip boynumdan alsa;
Müslümanlık, sözde kaldı, özde hüsran bugün, Aldananlar çok da olsa, aldatandır hep düğün.
Söz değil, öz lazım artık, bırakın boş methini, Ecdadına benzer evlat, gösterin bir tek kini!
İsterim görsün bu millet, yitik izzet, eski şan,
Nerde bir vakit arş tutan, vakur duran kahraman?
Var mı sizde bir nebzecik, hakka karşı bir hicap? Kandıranlar mıydı böyle, Fatih'in bile katli vacip?
Bölünüp her yana düşmüş, sualsiz şu hikmetin, Şirazesi dağılmış kitap gibi, tomar tomar milletin.
Oluruz veya olmayız,
O günden çok önce,
Tatar yayı gibi gerilmiş ,
Fayton atları gibi çekilmiş,
Çarpık bacaklarıyla koşmakta dört nala.
Kavga, hasret, özlem, çekmenin ustası.
İçeri karanlık sabah
Kapılar hep kilitli kaldı
Panjurlar böcek dolu
Közde duman tütün yaktı
Biri giderken ardında baş açık
Artık susmuş damarlarında zaman,
Ruhları, bir gök gürültüsü gibi yatıyor
Bozkırın paslı göğsüne.
Gözleri — sönmüş yıldızlar —
Ne karanlığı deler, ne ışığı özler.
Yoksa bir lanetin ihtişamı mı
Anlatma: "Ömürden bahar eksilmez,
Sevilenin, kalbinde ateş sönmezmiş!"
Ne ihtiyarlamak ne de gam gelmez,
Her aşkın tenine zaman ile yaraşırmış!
Ben sandım ki gençlik bir rüya yelden,
Gönlünüze sağlık ben şiirlerinizideki üslubunuzu beğendim. Ayrıca bir ünal kardeşimiz de Altındağlı imiş, siz de, ben de Benimki Altındağ da doğmuşum, eskiden oturduğumuz yer Karakolun yanında idi, şimdi ne oldu bilmiyorum.