Sert sabahın teri akar beyazlığına,
Romeo juliet yaşmakta, baharın tortusunda.
Bu yara, çağırır göç eden kuşların tizlerini,
Yarılmaktan öğrenir yeniden doğmayı.
Yağmurun boynu bükük dokunuşları kadar yalnızdır.
Ama içinde bir güneş kavrulur:
Gözlerimdeki yaşların sebebi bilmez,
Dudaklarımda bir mısra saklıdır,
Dünya karanlık bir tünel gibi,
Sen, Julie kayboldun nereye bilinmez.
Kırlangıçlar öttü, dalgalar vurdu sahile,
Kabataslak gibi boş ayakkabı kutusunda.
Sana kiraz çekirdeğinden taht inşa ettim, anla!
Bıçakla oyulmuş bir peynir parçası,
Gökten kavanozlar sarkıyor şimdi,
Kendine küsüp İstanbul’a taşınmış insan yavrusu.
“İnsan, tuhaf bir suda yıkanmış kuş yüreğidir.”
Diyelim rüzgar,
Tuzlu bir sahilin kederini taşımış,
Yosunlar bile umursamamış denizin adını.
Diyelim kimse dönüp bakmamış,
Kararmış limanda bekleyen yorgun gemilere.
En afilisi, en asi ölüm kumarları oynamış.
Ey karanlık yanardağ! ateşin bile öldü,
Kozmik evrene, benzer artık aynalardaki yüz.
Gökyüzü, fenalık, uykularımı azapla böldü,
Ve evim, bir tabuttur; eşim, son direnişsiz söz.
Boş bakışlı gezgin şehirlerin yolcusuna,
Fırtınanın içinden denizi görmeyi bilen,
Kötülüğü altın gibi avuçlayan,
Pişkinliği ekmek gibi yiyen sana…
Açgözlü arayıcı! hazzı şarapta arıyorsan,
Bir dost gelseydi,
Gözlerinde bahar,
Avucunda serin bir kelimeyle;
Otursaydık sessizce,
Evim şen olurdu.
Yakındın, uzaktın, bir çizgide,
Seslenmedin sağken, şimdi mi?
Bir adım daha atsaydın belki,
Şimdi uzak, bambaşka bir yerde.
Duyulsun dersen şayet,
Kaptan-ı derya çağırırsa eğilir diz çökerek,
Çünkü tarih yazmıştır ecdadın şanını,
Lakin mavi vatanda durmaz, gider yürek!
Denizlere hükmeden tanır hak katını.
Karışanlara bak, bir çayır kadar genişler,
Ay rengi bir çaput sarınmış bedenler,
Yabancı, mezar taşını yapan kadar yalnızsın.
Tenin – parfümler değil, toprak örtünmüş,
Bir zamanlar öpülen bileğin bile çürümüş,
Gönlünüze sağlık ben şiirlerinizideki üslubunuzu beğendim. Ayrıca bir ünal kardeşimiz de Altındağlı imiş, siz de, ben de Benimki Altındağ da doğmuşum, eskiden oturduğumuz yer Karakolun yanında idi, şimdi ne oldu bilmiyorum.