Gözlerim tutuklu kaldı karanlığın orta çağında.
Yine bir bahar akşamı, bülbüller melodi sokağında.
Uykular firari, algılar bulanık, öfkem tufan.
Yakacağım gemileri, dalgalar doğurgan.
Kaç fersah uzağım kendime, ukdeler boğazımda.
Ey gönül, yetmedi mi yaptığın eza
Her durakta inmek istedin, her söze kandın
Ateşleri nur sanıp, içine daldın
Acı bir tebessüm bıraktın bana, acıyı sardın
Açtığın yaralar, boynumu büktü
Kancık gülümsemeler diyarından kaçtım.
Ardıma bakmadan hemde.
Bir hüzün testisi kalmış elimde, yüzümü yıkadığım.
Bir de bir tadımlık gülümsemelerim, dudaklarımda hissettiğim.
İçimde derin boşluklar, düşüyorum, düşüyorum
Yıkık dökük bir liman sanki,
Gönlümün kehaneti.
Hayatın içinde yarış, gemi azıya almış bir at gibi.
Geçiyorum hayal istasyonlarından.
Beni bekleyenler firari.
Şafağına vurgun geceye
methiyeler düzen yalancı
şairlere aman vermeyen gerçekler
geçidinde sıkışıp kalmış gönlümün yarısı.
Günahkârlar meclisinde
Farkındalığımı unutup, bilinmeyen bir gezegenin uydusuna göndermek istediğim kapanmayan yaralar var içimde.
Göç yollarının rotasını bilen kuşların düşlerine sahte gülümsemeler bırakan saygısızların kirli ayak izlerinde birikmiş günahlar.
Mübah olan ne varsa yüklenmiş gönlüm sırtına, kaygısızca yürüyor günahı bol yollarda.
Her şey cadı kazanına düşerek yitiriyor bakirliğini.
Kendine acıma modu, garipseyip içselliğinde dibe vurma.
Sonrada kendini koruma iç güdüsü.
Hep haklı olduğuna inanma, dalkavuk edaları, birilerine yamanma dürtüsü.
Kendi ilkeselliğinden sonuç alamayıp, ilkesiz yollarda kahraman olma sevdası.
Belalar içinde kendini harcayıp, bir dala tutunma çabası.
Hayallerimi yazardı sanılarım gulumsemelerine.
Adı sensizlik olan hüzün kalırdı geriye.
Yüzümün kızarmasında görürdüm utancın hiddetini.
Siyah bir gece bırakırdın bana, ah senin gitmelerin.
Mavi sular gibi çarpardın yüzüme gerçeği.
Birazdan yanacak sokak lambaları.
Kendi şavkına münzevi halinde.
Sokak aralarında koşuşan itlerin, dişlerine yapışan kinin ulumaya sirayeti geçmişe bir gönderme gibi.
Son uçak dumanıda güneşin yansımalarında kızıla boyanmış.
Gecenin ben, olma haline girişken kişiliğimde biz olamamanın sancısı hüzne saplanmış.
Bir Rumeli ezgisi gibi kıvrak bakışlarında
ne kadar çok güzellik var
Sen sevda çiçeğisin
Dört mevsimin bahar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!