Kapatın kapıları pencereleri
Yorgun kuşlar
Yükleri umut
Duydum ki hayaller kanatlanacak
Duydum ki hasret sürgün verecek
Görüyorum ki diller zehir
Boğazım kuruyor
Adımlarım küçülüyor
Nasıl bir beyazlık ki bir türlü bitmiyor
Geçip giden bir şey yok hiçbir şey dinmiyor
Bu bir özgürlüğün zindanı
Çiçekler renk katsa bile etrafa
Onları solduran da, öldüren de insandır.
İnsanlar değişti
Unutanlar unutulanlar cabası
Geceleri çalışma yok
Sabah ezanı ile açılan dükkanlar kalmadı artık
Güzel insanlar öldü
Esnaf abiler bitti hep
Bir yola çıkıyorsun
İnsanlar hayallerini konuşuyor
Düz bir ova
Yemyeşil etraf ve her kenarda su
Rüzgar fonunda sallanan kavak ağaçları
Varıyorsun meydana köşesinde küçük bir bakkal
Zamanda eriyor insan.
Solan sadece bir çiçek değil, insan.
Dağlar bile olduğu yerde
Sen neyin çabasındasın insan.
Sonrasında kabir taşı olunacağına
Öncesinde kadir olmayacaksın insanlara..
İçten gelmiyorsa
Akıl çaresiz kalır
Küstahlıklar diz boyu olmuşsa
Sukut çaresiz kalır
Bir çocuk olamıyorsan
Beni ben bilemedim kurutamadım
Ne bir dağa ne bir taşa çağlayamadım
Zambak zambak açan tezgâhım vardı
Dokumaktan aciz kaldım
Senin sesinde gülmek var
Dizilir bulutlar dip dibe
Yürüyen enkaz gibi içim
Yer gök olmuş hüzün
Kalbim ne zaman duracaksın
Sanmaktan yanılmaktan
Affınıza sığınarak bu zamana kadar (1. agızdan izin alma fırsatımız olmadığı için bu konudaki tedirginliğimizi ve üzüntümüzüde belirterek) sosyal medyada şiirlerinizi paylaşmakta bulunduk.
Sizden bu konuda izin ve helallik talep ediyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla