Dünlere dalıp eziyette kalma
Gülerken ağlamıyorum da sanma
Kalan ömür bir gün tükenir sen kanma
Bensiz mutlu olmaya alış
Neler neler götürdü bu zaman
Beyaz perdenin üzerine doğan güneş
Gözlerimi kapatıp kaybolsam
Yollar hep kapalı olsa
Yürüyen ağaçlar çoğalsa hep
Çamlarım yüklerin altında birer birer kırılıyor
Hükümsüz yük taşımak sadece canlarda olsa gerek.
Akşamın dokuzu
Kara şimşek ıslanıp duraksadı aydınlığın etrafında
Ağlayan yüzümü bırakıp
Gülen yüzümü almışım
Bir amansız buhran yolculuğunda
Adliye kavşağı
Bir kalabalık çökmüş ki hiç sorma
Güya insanlar zindanlarda dogma
Anlatılanlar yaşananlar ne kadar saçma
Bir ben miyim hasretten ölen
Toprak küsmüş cana
Benim hiç menekşelerim olmadı
Solmadı kurumadı
Sardunyalarım yetişmedi
Balkonda Aralık’ta solan büzüşen
Fesleğenlerim olmadı
Mesela
Taş duvarlar dizilmiş
Hani nerede demiş ömrüm
Hani nerede gidenler
Kalanlar vahim
Mevzuları kendince derin
Gözler önünde aldılar ahımı
Çayımı kahvemi eksik etme
Şeker kullanmam pek bilirsin
Her bir bardakta
Birkaç damla gülümsemenden koy kâfi
Yol uzun sesindeki heyecanı eksik etme
Hadi çıkalım dışarı diyorum demesine de
Bir ben mi görüyorum caddelerdeki sokaklardaki korkulukları
Kurumuş yolları solmuş gökyüzünü
Bir ben mi görüyorum gözlerdeki yorgunluğu
Hasret kalmış bakışları
İnsanlık ölmüş
İpeklere sararım sanmıştım
Perdemi dertlere çekemedim
Dostuma varayım dedim akşamleyin
Gitmiş boşu boşuna
Esir olmuşken esredeceğim aklıma gelmezdi
Bir bilinmeyenim ben kapalı kutu
Keyfine düşkün düzenli bir adres
Görmediğimi sanıp uyur görünürüm
Belirsizlikler içinde pusuda kapalı kutu
Beni bekleyen bir adres var
Bir tek adres
Affınıza sığınarak bu zamana kadar (1. agızdan izin alma fırsatımız olmadığı için bu konudaki tedirginliğimizi ve üzüntümüzüde belirterek) sosyal medyada şiirlerinizi paylaşmakta bulunduk.
Sizden bu konuda izin ve helallik talep ediyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla