Çiçeklendi mi insan insanla
Samimiyet geldi mi sokaklarda
Ne güzel kucaklaşıyor insanlar kibirleriyle
Sitemleriyle sözleriyle sinirleriyle
Kırıldı kanatlarım neye yarar rengarenk olmak
Cahil kaldım ben bu işe
Sitemim kendime
Biliyorum dönüp dolaşıyorum peşinde
Ben duvarım sen duvarsın
Yüzüm asık illet bir adam oldum
Bir tek kapıların rengi ayrı olacak
İçerdeki duvarlar aynı
Saatler aynı günler aynı
Ben aynı
İnsanlar aynı olacak
Bir tek elbise renkleri ayrı
İçimde bir buhran var
Yanımdasın içimde nem var
Gözyaşlarımı arar oldum
İçimde ne işi var
Boşunadır ziyanım
Kıymet
Ne kadar eskimiş ve yabancılaştırılmış bir kelime.
Kıymeti mi bilinirmiş hiç
Daha elden kaybolmamışın.
İnsan aynı anda güzel şeyleri de yaşayabiliyormuş
Unuttuğun sandığın ne varsa rüyanda birleşip
Bir çaydanlığın demliği kadar kalabilirlermiş
Ne acayip değil mi
Gündüzünde olmayanların gecende ne işi var
Bütün sızıntılar gece giriyor hüzün gibi efkar gibi
Köprüsü düştü gönlümün
Görenler oldu
Sezen tek bendim
Atlamak istedim her seferinde
Cümlelerin eşiğinde kaldım
Hapis olmuş sessizliğim
Kulaklarımda bitmeyen çığlık
Duvarlarda bir inilti
Acıtıyor beni bu koridorlar
İnsanlar sedyeler üstünde ölümü beklemekte
Hiç belli olmaz çıkıp geleceği
Bir bakarsın sabah gündüzün
Bir bakarsın ayın ışığında geceleyin
Baharın ortasında gelse
Aydınlık olsa rıhtımım
Küçük bir parça umut
Bir güvercin olmadıktan sonra
Demez mi insan bu sevinç ne
Büyüklerin hayalleri patlamış
Çocuklardaki kumbara ne
Sisi pusu közü kenti batsın
Affınıza sığınarak bu zamana kadar (1. agızdan izin alma fırsatımız olmadığı için bu konudaki tedirginliğimizi ve üzüntümüzüde belirterek) sosyal medyada şiirlerinizi paylaşmakta bulunduk.
Sizden bu konuda izin ve helallik talep ediyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla