Sesini duymadığım öğlen aram var benim
Öylesine bir mola vermişim ki sana dair bana dair bize dair
Yapraklar intihar ettiği mevsimde
Kulaklarımda onların selâlarını dinlerken
Sesinin soluğunun
Oğlumuz için dur oğlum diye seslenişini duymadığım öğlen aram var benim
Saçlarımda çıkan aklar
Ümitlerimi küçülttü
Umudumun bittiği andayım
Ömrüm beni kendi başıma bıraktı
İçimde hep kalan sonbahar
Sokakta ezanı bekleyen çocuklardık
Dalıp giderdik attığımız adımlara
Karanlıkta saklambaçlara
Sonra okunurdu
Okunuyor okunuyor diye
Çığlıklar içinde
Defter rengarenk olsa ne yazar
İçinde herkesin bir izi olduktan sonra..
Ruhumun durgunluğu
Gönül oradan kah oraya
Aklım seyir içinde rüzgarlarla
Bir boşluk koskoca
Islanıyor ruhum mavi semalarında
Çürümüş ipliğe
Ağaç gölgesi olurdum ayın, yılın her gününde kapında
Ve şimdi sen her sabahımdasın.
Sana dil uzanıyor ölüyorken çocuklar
Konuşmuyorum dikenli diller dururken
Gözümü çeviriyorum boş duvarlara
Sana savaş açıyorlar
Olsun ben yalnız kalayım
Bir dolunaydı gelip geçti sandım
Özümüz insan sözümüz nerde yanıldım
Övülesi yalnızlık
Odaları bizim değil
Sabahları kırmızı çaydanlık
Kahkaha atarken olurlar nar ağacı
Sonra ağlarlar sanırsın ki dar ağacı.
Affınıza sığınarak bu zamana kadar (1. agızdan izin alma fırsatımız olmadığı için bu konudaki tedirginliğimizi ve üzüntümüzüde belirterek) sosyal medyada şiirlerinizi paylaşmakta bulunduk.
Sizden bu konuda izin ve helallik talep ediyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla