Boş bir yanılgı gibi
Ve gülen bir yalan;
Mutluluğum olan
Hayal, kendinden geçiyor sanki.
Ey tatlı kuruntu !
Dönmemek üzere kaçtığında,
Solgun saçın dalgalanıyor
Teninin hoş kokuları içinde,
İpeği, sarı röfleler yapan, güneşte,
Beyaz bir bayrak gibi eğleniyor.
Hıçkırıklar içinde yorgun düşmüş çalmaktan
Bir yerden bir yere, savruluyorum,
Rüzgârda uçuşan yapraklar gibi.
Çırpınıp çırpınıp uçamıyorum
Kanadı ezilmiş güvercin gibi.
Seni arıyorum, bulamıyorum
Uzaktaki dağlar çok yakın görünüyor.
Çamların gölgesine kayıyor kumsal,
Yüksek dalga, kayaları altında bırakıyor
Söndü insanların ateşlediği yıldızlar.
Köpüğü doyumsuzca bölüyor beyaz gemi,
Bak… yalnız kalmışım senden aralı…
Uzat ellerini bana bir daha!
Hislerim karışık, gönlüm yaralı…
Uzat ellerini bana bir daha!
***
Üzgün ihtiyar, beyaz saçlarının,
Zayıf günlerinde yok artık bir dayanağı,
Ve köle verilen oğlun, artık yaşlı babasının yanında kalmadığından beri
Evine kapanmış, görmek istemiyorsun kimseyi,
İç karartan bir üzüntü göğsünü parçalıyor, nefes aldırmıyor sana,
Elinle yaptığın, gürgen ağacından iskemlenin üstünde,
Lime lime otlara çılgınca tutunan
Gümüş ırmağın şarkı söylediği bir yeşillik çukuru,
Orada güneşi parlıyor gururlu dağın,
Işının köpürdüğü küçük bir vadi bu.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!