Mirabeau köprüsünün altından Seine nehri akar
Ve bizim aşklarımız.
Sevincin güçlükten sonra geldiğini
Gerekir mi hatırlamamız.
Gece gelir, saat çalar;
Korkakça yaşıyorsunuz, hayalsiz ve amaçsız,
Çorak topraktan daha yaşlı, daha tükenmiş,
Bütün güçlü ve derin tutkulardan,
Katil yüzyıl tarafından beşikten beri budanmış.
Kafanız boş kalmış göğsünüz kadar,
Yolculukta, araba durur, iner yolcular;
İki ev arasında macera böylece başlar,
Atlar yoldan ve kırbaçtan serseme dönmüş,
Gözü yorulmuş, vücutları uyuşmuş.
Ve işte âniden leylaklarla çevrili,
İnsan için hiçbir şey kazanılmış değildir
Ne gücü ne zaafı ne kalbi Ve kollarını açmayı
Düşündüğünde bir haçın gölgesi olur gölgesi
Ve mutluluğunu kucaklamak istediğinde ezer onu
Hayatı garip ve acılı tezatlardan ibarettir
Mutlu aşk yoktur
Mutluluk çayırlarda. Çabuk koş oraya, çabuk koş oraya.
Mutluluk çayırlarda. Çabuk koş oraya. Çekip gidecek yoksa.
Amacın yakalamaksa, çabuk koş oraya, çabuk koş oraya.
Amacın yakalamaksa, çabuk koş oraya. Çekip gidecek yoksa.
Simsiyah kaş altında siyah gözü severim,
Beyaz alnın üstünde siyah saçı severim:
Sizin de uzun simsiyah saçlarınız var
Beyaz alnın üstünde; Oltu taşı ancak
Gözleriniz kadar siyah olabilir.
Seni ellerimle uçurdum, gülüm,
Belki de, bir daha dönmiyeceksin!
Kendin uzaklara gitsen de düşün,
Yüreğin bendedir, neyliyeceksin?
Bir gün biri beni sorarsa senden,
Hey! Niçin gidiyorsun veda etmeden?
Niçin alıyorsun benden tatlı yüzünü,
Dudakların değerli peki gözlerin,
Okuyamadım mı orda kaderi?
Daha şimdiden günler güzel, - gök mavi,
Hava tozlu ve ışıklı,
Akşamlar uzun, tutuşuyor duvarlar ; -
Ve hiç bir şey yeşil değil : - henüz güç de olsa
Şimdi günler güzel ve tozlu,
Işıl ışıl, mavi bir gökyüzü,
Duvarlar alev alev, akşamlar uzun ;
Yeşil olan hiçbir şey yok : Ve hâlâ
Kırmızımtırak bir yankı ile süslenmekte,
Siyah dalları, büyük ağaçların !




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!