İlkbahardan hoşlanırım... dolaşırım zevkle ,
Sevinçli kırlarda, serçelerle birlikte ;
Her şeyi seyrederim : zengin çenekleri,
Körpe otları ve altın böcekleri.
Orada, Ninetta, entarisini toplar,
Pencere açık, yağmur yağıyor
İnceden inceye,
Az az ve küçük gürültülerle
Uyuyan serin bahçeye.
Yaprak yaprak uyandırıyor yağmur
Bu da nesi
bütün bunlar
Kim gidiyor buradan
Oraya kadar?
Hop-hop bu taraftan !
Ortaçağ İspanyası, benim tatlı ülkem,
Senin mavi göğünden,
Dağlarından, şehirlerinden,
Tükenmez baharından hiç vaz geçemem?
Bizi kendimizden geçiren temiz havan,
İspanya Meydanından geçeceğim, Cesare Pavese, Çev. Sunar Yazıcıoğlu
Gök pırıl pırıl olacak.
Çam ve taş tepelerine
sokaklar açılacak.
Sokakların gürültüsü
Elini başına götürmek istedi çocuk,
Ona rahat vermiyordu bir karasinek .
Keşke derdi yalnız bu olsa,
Çalışmıyordu eli hiçbir durumda.
Zamanın ağırlığı artık yok brenim için ;
Dengeli ve yumuşak bir hamleyle uçup giderken zaman
Hafiften beni okşuyor; isterdim ki her akşam
İlerleyen gün sabahleyin, az önce yeniden başlamış olsun;
Bu da, günün gölgede doğmasından, ölmesinden,
Vadideki göğün ışıl ışıl ya da karanlık olmasından,
Gece, tesadüfen uyandığımda, dışarıda ve içeride
Her şeyin sâkin ve sessiz olduğunu düşünüyorum,
Laurence’ın yanımda uyuduğunu unutan kalbim,
Kendini bir an kötü uyanmış sanıyor.
Uyuyan bir çocuğun bu ahenkli solumasının
Bir meltem gibi düzenli şekilde göksünden
Nasıl tasarlanmış hayat ! Ve şu dünya treni
Körlemeye iter değişik yollara bizi !
Biri, dünyanın her yanında lanetli yahudi misali,
Dinlenmeden dolaşır durur bir öte bir beri ;
Aden ilk güzelliğinde ışıl ışıl parlıyordu.
Havva, hâlâ güneşte gözleri kapalı,
Yeni yaratılmıştı, dinleniyordu
Çiçekli otların arasında, yanında uyuyan bir adam vardı;
Ve, gelecek kötülük için, Şeytan Cehennemde




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!