Heyhat sığınağım yok şüphe karşısında,
Hangi ellere kendimi güveniyorum ?
Ve nasıl yargılayacaklar; kendimi yargıladığımda
Düşmanımın gözüyle bakıyorum.
Sone
Büyük ormanlar, katedraller gibi beni korkutuyor,
Org gibi gürlüyor ; ve lânetli kalplerimizde,
Eski sızlanmaların titreştiği ebedî yas odalarında,
Cenaze dualarının yankıları çınlıyor.
TEVFÎK FİKRET
Günümüz Türkçesine uyarlayan:
TÂRİH-Î KADÎM (Eski tarih)
TEVFİK FİKRET
Günümüz Türkçesine uyarlayan:
Sunar Yazıcıoğlu
Sone
Güneşte bronz rengi kumral saçlarınıza,
Zalim, siyah kadifeden kurdele taktığınızda
Kürkü ona benzeyen kaplan gelir aklıma:
Siyah çizgili kızıl zeminle panikleten bir parıltı var onda.
Rüzgar ılık
Havada sıcaklık
Körpe tenin
Tatlı ânın
**
Ekmek beyaz
O başıyla hayır diyor
Ama kalbiyle evet
Sevdiğine evet diyor
Öğretmenine hayır
Ayakta duruyor
Soru soruyorlar
O akşam uzun zaman bir kaç yazar okumuştum.
Vakit gece yarısıydı, ve birden korktum.
Ama berbat bir korkuydu, Neden korkmuştum? Bilmiyordum,.
Korkudan soluk soluğaydım ve titriyordum,
Ürkünç bir şey olacağını anlamıştım ...
O sırada arkamda biri var sandım
Kışın kendi zevkleri var; ve Pazar günü, çok defa,
Az bir güneş beyaz toprağı sararttığında,
Bir teyzekızıyla çıkarsınız gezintiye …
-Ve Kendinizi bekletmeyin akşam yemeğine.
Öyle der anne. Ve kendini iyi hissedip Tuileries’de,
Ulu yurdum, toprağının eksik olmuyor belası,
Ulu yurdum, başındaki nedir, bahtının tasası?
Nerde kaldı bu toprağın intikam alan balası?
Yiğitlerin ayaklansa, yerde kalmaz dökülen kan!
Tarihlere nakşedilsin, hür vatanım Azerbaycan.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!