Kuşlar tutsak yaşayamazlarmış
Umutları kafese kapatılan
Çocuklar gibi Leyla
Keşke hiç büyümeseydim
Sana mutlu şiirler yazardım
Yatağımızın üzerine doğan yeni bir günle uyanıyorum
Trampet çalıyor gibi
güvercinlerin aşkları çatıda
Oysaki saatler geçerken
Masumiyet müzesi gibidir
Bugün çocukluğumdan kalma gülüşlerimi bıraktım kucağına
Kalbinden sessizce akan yaşları öptüm
Adil amcanın rozet çiçeklerini
Ayşe annenin ezber bozan sözlerini andık
Tarihin tozlu sayfalarında gezindik
Barış türküleri söyledik biraz da
Sibel şiirlerinde kırgınlıklarını
ağız dolusu kahkalarla ifade ederken ne düşünür
Dededen miras kalan
dizelerini
Yaralarından derlediği güllere bulayarak
Bir filika yanaştı
Sessizliğimin kıyısına
Mülteci aşıkmış
Bir hayli yorgun ve zor
Dizeler küsmüş bu gece
Dışarda yağmur var
Hava birazda soğuk
Pusu kurmuş saatler
Vakit hep aynı vakit
Ve
Yatağımdan çıktım
Bahçeye kuruldum bu gece
İçine çekti beni bu şehir
Ne
Ağustos böceklerinin
Şehvetli sesleri koparabildi
Hala güneşin ne kadar parlak olduğunu görebiliyorum.
Çiçek kokularını
Bin muhteşem renkli yaprakları
Masmavi yemyeşil manzaraları
Karda yürüyenleri izleyebiliyorum.
Ninni ninnide ninni
Sen rahat uyu bebek
Ağıza koğuk yapmış yalanın
Kemale ermemiş ademin
Çivisi çıkmış alemin
Nesi güzel
Edepsiz sevdasıyla
hangi kınalı eller kilitler kapıları
Kapıların ardında haince uyutulan
Sadece bebeler mi
Şeytana göz kırpar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!