Yayıldı her yere garip bir çığlık
Şu dağlara ovalara çöktü sinsi bir sessizlik
Sanki gölden çıkmışta
Ağaçlara yaslanmıştı akşamın paslı rengi
tenine işlemezdi zemheri ayazı işte o vakit
Söyle bana kandil
karanlığı mı seversin
aydınlığı mı
Demem şu ki
O duvarda öylece ne beklersin
Ne hayaller kurmuştuk
Şimdi umutlarımız karavan/a
İçe sığmayan suskunluklar
ne ağır gelir bilir misin adama
Cesaretin varsa suçu
uslanmayan gönlünde ara
Kardeş Türküsü
Toprak kokan elleriyle
Nesiller açan sevgisiyle
Ulaşır dilden dile
Keşke her gece ayışığında kaybolsam
Bedenimi yakan güneş
ciğerlerime dolan orman
gözlerimde biriken göl
değilde...
Kitlediğini düşünürsün tüm kapıları
Sakladıkların dilsiz ayaksız elsiz mi
Çekersin perdeyi sırlarına
Mumlar alevsiz duvarlar sessiz gölgeler korkusuz mu
Bir gece ansızın gidebilirsin
Ben kimim ki
Herkes için hep güzellikler
Temenni eden dilekleri hadsiz
Aşkı sınırsız
Yarışım kelebeklerle mi
Ayak uyduramam ben geceye
Yakalayamam kayan yıldızları
Ay kadar parlak da olamam
Yakamozlar gibi ışıltılıda
Daha çok üşürüm ben geceleri
Biraz da korkarım karanlıktan
Düştüm gözümden
kalbimi tutamayışıma
Gözyaşlarımda boğulurken
kahkahalar atışıma
Hesap soruyor cümleler
iki kelimeyi bir araya getiremeyişime
Ey küçük kız öpüyorum yaşlı yalnız göz yaşlarından
Yaşından büyük sahipsiz anılarından ve
Yangınlı yalvarışlarından
Kör olmuştum gördüklerine
Sağır olmuştum duyduklarına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!