Fırıldaklar ister makam mertebe
Gözü yükseklerde hemde en tepe
Meydan boş olunca serânat yapar
Anırmak yakışır bizim merkebe.
Bozmanın zamanı geldi sükûnu
Bizim orda taka kayıktan olur,
En güzel ayran yayıktan olur.
Adamlığa ermez sarhoşun aklı
İnsân dediğiniz ayıktan olur.
Biraz zayrakıldır bizim deloğlan
Buram buram türkü kokar
Bizim yaylalar yaylalar
Kerem gibi nâr'da yakar
Bizim sevdâlar sevdâlar,
Yel estikçe gider duman
Tutsak sevdâlara, sürgün düşlere,
Bir güzel aşkına dargın peşlere,
Yâd ellerde kalmış yorgun kuşlara,
Konar göçer yuva bizim Türküler.
Kiminin gözünün elâsı gibi
Benim için "kim ki? "diyormuş biri
Anam babam belli Efiloğlu'yum.
Ölenin etini yiyormuş diri
Biz kardeş değiliz elinoğluyum.
Kendine pay çıkarmış adamlıktan
Biz ne olacağız âhır zamanda?
Görüyoruz geri gelmiyor giden.
Bir gün olmayacağız o zamanda,
Söylesene fâni kusurlar neden?
Bu günü yaşarız habersiz dünden
Düşündüm geçmişi düşündüm dünü
Şimdi arar olduk o geçmiş günü
Bilseydim hiç yaşamazdım bu günü
Elde olmadan biz, biz telef olduk
Elli kişilik sınıflarda okuduk
Bizim köye yaz gelende
Dağlar çiçek çiçeklenir
Yaprak döker bağ bahçesi
Dallar böcek böceklenir.
Uzaklarda meltem eser
Şöyle etrâfıma bakıpta durdum
Âlemi zevkinde sefâda buldum
Şu koca ömrümü boşuna yordum
Bana yalan dünyâ bomboş geliyor.
Ardımdan kim bilmem atıp tutarken
Açlar sabâhı etmez
Zülmün günâhı bitmez
Garibân âhı etmez
Birleşse cihân sesi
Zulümler farzı deler




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!