Göğsümde dört nala giderken zaman
Nasıl oluyor da ben kendime yetişemiyorum?
Elime yüzüme bulaşıyor gün apalamaktan.
Üstüm başım çamurdan can...
Yine de gün oyalıyor bir şekilde
Kıyısına köşesine.
Nefes alamadığınız mekanınız
Mezarınızdır!
Ya bu mekanı mezar olmaktan çıkaracaksınız
Ya da bu mekandan kendinizi çıkaracaksınız!
Kendimi büyütüyorum
Yeni baştan
Patika yollarda koşuyorum
Sil baştan
Ayakkabımı yırtmışım
Ayağıma diken batırmışım
Ne kadar hüznün varsa yüklenmişsin gözlerine
Düşünüp duruyorsun elin çenende
Belli ki sevdiklerin çok uzaklarda
Hatta kimileri ahirette gibi
Bakışların yere öyle dalmış ki
Sanki kaç kez toprağa batıp çıkmışsın
Kime baksam;
Omuzlar yüklü,
İfadeler yorgun,
Benizler solgun,
Hep sonbahar.
Kime baksam;
Kimi hatıralar selamdırlar...
Üzüm eriği ağacımız
Aldım selamını nevbahar nevbahar
Salkım salkım umut etmek var
Hem baharda hem hazanda
Kuşlar kondurdum pencereme
Kuşlar
Bir avuç yemle.
İşte o kuşlar
Hiç ihmal etmiyorlar pencereme konmayı.
O insanlara da
Biz ne yangınlar gördük
İçimizde küle döndük
Ölü kuşlarımızı öptük
Kabirlere gözyaşı döktük.
Acıya gül diyorsun
Çoktandır gitmek istediğim yıllar var
Her şeyi yerine bırakıp
Kalbimi alıp.
İzi olmasın gidişimin.
Takip edip durmasın beni




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!