Anneciğim!
Kalbin attı kalbimde.
Gelip nefesimden mi öptün?
İçime bi' ırmak aktı.
Anneciğim!
Yangınıma gözyaşını mı söktün?...
Anneciğim!
Kalbin attı kalbimde.
Gelip nefesimden mi öptün?
Rüzgarlar sol yanıma üşüştüler
Anne sen yaralarımı mı üfledin?
İçime bi' ırmak aktı.
Ne gidiyorum diye ağlayan gözlerin,
Ne gözyaşlarını silen ellerin kaldı.
İçimde kırık bir kıyı kaldı.
O çok sevdiğin yol kenarı yerli yerinde.
Hayalin hep o taşın üstünde oturuyor.
İçime yokluğun oturuyor.
Benim annemin elleri hep toprak kokardı.
Yüzünde güneş yanığı hiç eksik olmazdı.
Sırtına yağmur olurdu yorgunluğu.
Elleri buğday başağıydı.
Bi' görmedim seril serpil dinlendiğini.
Öyle çalışkandı ki
Sana bu defa
Çocukluğumun,
Senli yıllarımın çiçeği olan
Küpeli çiçeğinden aldım anneciğim.
Getirip üstüne dikemesem de
Diktiğim saksıda
Annemin hüznü vardı
Sanki, uzaklara değil ahirete dalardı
Yüzüne kar yağardı, telaşlanırdı
Bilirdi kıt kanaat yaşama sevinci donacak
Dört mevsimin ayazları içinde kalacak
Gidemediğine, kalamadığına yanacak
Annelik ömre armağan
Cennete kadar yolu olan
Bu yol zahmet
Bu yol rahmet
Kah gözyaşı, kah gül yağmuru
Anne ne yapıyorsun?
-Şiir yazıyorum.
-Tahmin ettim zaten.
-Anne şiir seni rüyasında görmüş.
-Evet aşkım, şiirin beni rüyasında görmediği gün yok ki.
Yüreğim her gece
Gözyaşımdan doğmuş
Sancılı bir bebek;
Ne avutabiliyorum
Ne uyutabiliyorum.
Annesizim.
Ellerin kekik kokuyordur şimdi
O tepenin eteğinde.
Gözlerim sana su taşıyor
Ayak ucunda bir bahçe hüznü.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!