Bir vefasıza düştü gönlümüz,
Orada çürüdü bitti ömrümüz.
Ne kıymet bilir, ne de hal hatır,
Kalbi buz,diliyse bin satır.
Dönüp durma pervane gibi,
Bırak sökük kalsın
Mintan-ı sol kenarın
Değsin kuru ayaz
Zemheride gül bağın
Kalmadan toz talaz
Akarken göz yaşları çocukların,
Çiçeklerin üstüne,
Büyür mü dersin hayat,
Umut açmaz kollarını
nasipsiz bedenlere
Kilitlidir kirpikleri,
Minik alevli çırpınışlar
Gecenin soğuğuna inat,
Yakılıp atılan kibritlerde;
Süzülüp karasından,
Dilenen dilekler, kızılında,
Belki budur aranan...
Durgun görünür denizim,
Öylece sessiz,
Görünmez fırtınalarım
Ne bir söz nede iz.
Yaz gelsin derim,
İnsan
Zor bilmece,
Güler yüzüne
Bir gülüşki ayıramazsın
Gerçek mi değil mi diye
Her kelime bin anlamdır
Hasret sırtımda ok
Taşırım onu her gittiğim yere,
Batar,gün ve gün dağlar,
Bilmez kimse.
Gözümden süzülür damlalar,
Dost bilmelidir seni,senden iyi
Bakınca gözlerine,
İnmelidir yüreğinin
En derin yerine
Sevinç olmalı sevgine,
Bir kağıt,bir kalem
Yeter yarenliğime
Kaybolup giden gençlik yıllarım,
Bir rüzgar,soğuk estiğinde
Toz olup uçuşan.
Sıcacık olmalı
Sığındığın sevgi,
Ayırmalısın onu
Diğer ellerden
Kış ayazında kalmışcasına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!