Gün güne hasret,
Doğar ardı ardınca
Ben sana hasret
Severim ardı ardınca
Ne kadar varsa güneşim,
Kirpiğinden kopan
Kızıl damlalar,
Batan güneşin habercisidir;
Ardından doğan
Soğuk karalar,
Müebbet hapisin müjdecisidir.
İndin mi sen geceme
Gördün mü düğümleri
Hiç bir şeyin kalmadı
Hepsini ziyan ettin
Dalıp da sırlı suya
Saklayamaz seni,gecenin kıskanç karası
Düşünce ayak uçlarına
Perdesi yarı örtük pencereden
sızan ay ışığı,
Raksederken halelerinde
Pudralı kelebeler
O ince ince sızıları
Ekleyip ucuca,
Koca bir yumak yapacağım,
Sonra yolluk mu
Dersin hole,
Örtüp köşe bucak yere,
Gelincik çiçekleri açmıştı
Maden ocağının ağzında
Umut için emek içindi salınışları
Şimdiyse durgun,bekliyorlardı
karanlığın başını
Göreyim göreyim mi
Yar yüzün göreyim mi
Şimşekler çakar olmuş
Yüze gün süreyim mi
Duydum da yar ağlamış
Yüreğimi dağlamış
Kara dut ağacına
Dileğini bağlamış
Gölgesinde saklanırsın aşkın,
Vurmazsın bedenini pervaneye,
Değdirmezsin diline neyini
Üflemezsin,
Kaçarsan güneşinden
yanamazsın
Ne fark ederki
Elimdeki od
Kor olmayınca,
İçimdeki soluk
Yad olmayınca,
Gözümdeki ışık




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!