Sana gelmeyişim, seni aramayışım
Güneşsiz fidanın büyümesi gibi
Sonsuz acıları gömüp yüreğime,
İnsan kalabalığında seni unutuşum
Unutmak değil, bil ki yürek yangınım.
Yaşamak, sensiz bir yolculuk,
Kendi aşkının külünden doğan bir çiçeğin tohumusun sen bende, ebedi bir aşk gibi gülümsedikçe yüreğimde. Hep kendi damarlarımızın sürgünleriyle, avuçlarımızı sonsuza dek sıkamayan bir sevginin kutsallaşmış kökleriyle ruh olabilmek sana, değer olmak varlığına ve aşktan daha yüce bir duygu olabilmek istiyorum yaşanası sevgin karşısında.
Ne kadar dolaşsam şu yeryüzü atlasını, ne kadar aşmaya çalışsam beni sana getirecek aşkın dağlarını varamıyorum zirvelerine. Seninle ummanlarda yaşamaya razı iken ben, ruhumu kıvrandıran hüzün tabletleriyle yaşamaya sitem etmem. Gönlünün çardağında, gözlerinin ışığının yolumu aydınlattığı bir yaşamın o yıldırıcı çarklarında mutlulukla tutunacağım ellerine.
İhtimali hep sana çıkan, yürek kıran yağmurlarının hiç dinmediği bu gökyüzü atlasının altında senli düşüncelerle ruhunu besleyen bir adamım. Kanayan yüreğimin hicran odalarında seni gösterir tüm resimler, seninle gülümser zemherilerde bile güneşler.
Gecemin yırtık ağlarına tenindeki şifalı tuzları dök
Düşlere dalayım seninle gülüm, ellerinle üzerimi ört
Şiir yüreğine büyüler süreyim, eski yıldızlarımı sök
Acılarımın lacivert bağrında olayım sana en güzel gök.
Rüzgârın resmi vardı dallarda, biz hayatın sesini dinlerken. Suskundu düşünüşlerimiz, mevsim kıştı. An kelimeleri tetikleyen gizli bir bakıştı, biz buğulu bir şölene kurulurken. Parmak dokunuşlarımız şiirlere sarıldı işte o an. Biz suskunduk, mevsim kıştı, ama ruhumuzdaki yangın işte o an, hiç ama, hiç yaşanmamış kutsal bir yazdı.
Kollarında şafak sökecekse, en deli nehirler gibi akarım sana
Yakamoz ışıltılı bir geceden deniz çiçekleri toplarım şarkılarla
Sana hiç söylenmemiş şiirlerle şölenler kurarım kral sofralarıyla
Ateşlere yastık sererek pınar dökülüşleriyle uzan aşk yatağıma…
Yine içimin kapılarını açarak sana koşuyorum. Biriktirdiğim en güzel sözlerle kollarına atılıyorum. Bana yeniden evliyalar şehrini gezdiriyorsun. Kamaşıyor gözlerim seninle oldukça. Kıyıda unutulmuş eski bir kayıkça dudaklarının ıslaklığına muhtacım. Kürekleri kırık gönlüme doluyorsun nehirler gibi.
Dudaklarım kuruyunca gelgitlerinden, sığınırım yurdunun bakir ovacıklarına
Ayaklarımın çile yumakları bedenime dolanınca seni anlatan bir dize olurum.
Kimi paylarsın haylaz yüreğimi, kimi ozan yüreğinle azarlarsın sözcüklerimi
Gecelerin kapsül uçlarında sorgularsın içimde infilak eden nice sevdalarımı.
Sancısız kederlerimizin ara taksiminde çaresiz bir tufan bozgunudur inanılmamışlıklar. Kolay sorulardan zor yanıtlar, zor sorulardan kolay anlatımlardır belki de yaşam. Uçurtmaların insan ellerinden kurtulduğu çocuksu düşlerde, nedensiz bir ruh sorgusudur özlemin dillerden gözlere dökülüşü. El ele tutuşup uzaklara, kilometrelerin sona dayandığı yerlere varmak, oralardan gerilere dönmemeyi istemektir acılara ve sevinçlere tutunmak.
Gülün yanında kan olur çoğu zaman,
Bir şafak vakti sürünerek aşarım dağları
Nasırlı ellerimle okşarım kınalı saçlarını.
Yaralarımı pazen bir geceliğe sarar,
içimdeki fırtınayı zincirlere bağlarım.
Kendim kurdum dünyamı
Çocuk ellerimde katran nasır
Bakmayın siz
Böyle gölgesiz yürüdüğüme.
Nice kör sabahlarda,
Gölgeler yürüdü peşim sıra,
Yürüdüğümüz ince çizgilerin sonu gelince
Hüznüme kahırlı bakışlar attım yeniden
Aşk'mış, sevdaymış, ölümüne sevmekmiş
Hepsi yağmurdan sonra açan güneşmiş...
Tanrılara adanmış yemyeşil adaları görüyorum gözlerine bakınca. Gülün en harikasını yaratıp yüreğimde, küçücük, renksiz, görkemsiz çiçekleri atmak istiyorum içimden. Güzelliğin, içimin ateşinde büyüyen, şiirlerime dökülen bir ışık huzmesi gibi sarıyor etrafımı. Her sabah günaydın diyorum güzel ve çirkin her şeye.
Tütün bakışlarının göğsünde uyurdum seviye
Adresi yitik caddelerde sorgulardık biz zamanı
Yakamda susuz bir gülücüktü ışıltılı bakışların
Eldesiz dünlerin hicaz aynalarında aşkı izlerdim
Gül açardı tenimizde, yorgun bakışlarımız mağrur
Tüm renklerin olgunlaşmış kavuşmalarında
Yaslayıp başımı sevdanın kırılmış omzuna




-
Ufkun Yaren
-
Ahmet Durgut
Tüm YorumlarBütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.