Yaşam dökülürdü avuçlarının kristallerinden
Tanrının sıvadığı onlarca güneş vardı saçlarında
Nefesimdin, suskumuzun göklere ağdığı anlarda
Sen ağladıkça ay düşerdi geceleri ırmaklarıma.
Naftalin sürdüğüm bir geçmişin içinden çıkıp geldin
Kırgın, yoksul, firari acılardan dokunulmaz sevinçler çıkardık biz
Kurşun askerlerin pirsiz, nursuz savaştığı bu alanda büyüyemedik
Yükledikçe sözcüklerimizi dağlara, büyüyüşün sevinçleriyle değiştik
Rotasız yolculukların şehirlerinde, sahnesiz oyunlarla ayrılığı seçtik.
Bir bütünün parçalarıydı dağıtmaya çalıştığımız. Ruhumuzdaki müziklerle günlerce şarkılı, türkülü halaylara durduk, bu aşkı yaşatmak için çok uğraştık. Sevgi, yokluk içinde varlıktı, bize en çok gerektiğinde dokunulmaz kaldı. Bütün yollar acıya uğrar, yorulunca seven. Bahanesi yoktur olmazın, direnci yoktur yoksulluğun, sözcükler yalan söyler. Gerçek, yaşananlarda ve yaşanmışlıklarda kalınca yunus gözlü, hem sözcükler, hem gerçekler doğruyu gizler. Sen yine de yolunu seç, çünkü şarkılar bile sahte, yol bizim yolumuz olmadı asla.
Taşın iniltisi gönlümün kapılarını zorluyordu
Kumla çalışan saatlerin girdabındaydı hüzün
Suskular biriktiriyorduk kalbimizin kafesinde
Gökyüzü zamansız aşklara çağırıyordu ikimizi
Biz hıçkırık nöbetlerinde düşlerle uyanıyorduk.
Bu anlaşılmaz gök kubbe altında bir sana sakladım yüreğimi
Utkularımız sarılmadan, ölüm bizi bulmadan okşa bedenimi
Tülbentlerden süzülmüş sabrımla, ne susuzluk yıldırır, ne açlık
Sesimle,sevdalı yüreğimle, şiirlerimle heybemdeki azığımsın sen
Sessiz tepelere yıldızlar yağar geceleri. Acı turunçların sürgünü yetişir yüreğimde. Dilimde ekşi bir şarabın hazzı, yırtıcı hayvanların utkusu paralanır göğsümde. Ben insan oğluyum gülüm. Kendi zincirimde bir bakla, ödenecek bir canım var her pahasına. Kaçışım ihanetten, kendimle savaştan. Neye yorarsan yor, ben sana yangın, sana sevdalı bir yüreğim. Her gece içimde ölüler yıkanır, bir kan ırmağında boğulur ve geceleri tutarım örgülü saçlarından.
Menteşesiz kapıların ardındayız, damakta hüzün
En soylu gülüşler astık rutubetli duvarlara biz
Kaypak bir anın bedevi gülüşüydü resmettiğimiz
Ahi/evran masallarıyla büyüyor masum çocuklar!
Hangi balığın çığlığıydı ıslak avuçlarımızdaki
Çekildim kendi içimin gölgeliğine
Yasak düşlerin tamburunda tınıyım
En mahreminden sızılar sırtımda
Gamlı bir seherin derinindeyim
Ne kadar kaçsam gölgemden
Yorgun bir akşam üzeri
Kapımdaki eflatun güneşe inat
Göz yaşlarımın acı iksirlerini içmeden,
Yeşil yüreğinle, yüreğime dikil.
Yeniden başlama istersen,
Biliyor musun sevdam
Seni ne kadar az düşünsem,
O kadar iyiyim.
İyiyim iyi olmasına ya,
Ruhuma sessizce yayılan kokunla
Bir ırmağın kolları gibi özgürüm şimdi
Soluğuma karışan gizemli bir yelle
Sözlerinin türkü dokunuşlarıyla doldun içime.
Bilir misin, ırmaklar neden türkü gibi dökülür?
Fırtınalı bir yaşam ezgisi şimdi kulaklarımda
İnceden bir ağrı, bulutlar ülkesinde şoktayım
Sırt döndü şiirlerim ruhuma, kayıplardayım
Bir beden daha düştü toprağa, ağıtlardayım.
Notaları silik bir şarkının deltasında yüreğim




-
Ufkun Yaren
-
Ahmet Durgut
Tüm YorumlarBütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.