Eksik yaşadığımız bu renkli göğün altında biz
Yırtılan göğsümüzü her gece şiirlerle yamadık
Kırmızı olup kanadık, yeşil olup coşkuyla çağladık
Bir sevdanın veda öpüşüyle ikimiz çocukça ağladık
Bu çelişki gezegeninde ne kadar ruhumu sana taşımak istesem de ışınlarına hep uzak kalıyorum. Sözcüklerimin kristalleri sana çarpıp geri dönüyor. Düşünceler tuvalimde seni beklerken, sevdam pusatsız acılara nasıl ve neden kapıldı bilmiyorum. Nasırlı yüreğimin öksüz yollarında bir başıma ayazlardayım, üşüyorum, konuştukça girdaplara atılıyorum.
Günahkâr bir bulut olmaya razıyım göğünde
Gün gelir, içimdeki sözleri de toplar simyacılar
İçinde yek olmayan zar atar yeryüzüne sevgililer
Sarı sular üzerinde uçar güllerin yaprakları
Uyandırır sesim seni sonsuzluk uykularından
Bahar koyarım adını, adın baharım olur
Kim bilir hangi zaman düşünde,
Hangi ay utangaçtır gözlerinde
Şiirler sokulacak içine
Sayfalara dökülecek birikmiş sevinçlerin
Gözlerindeki gölge boğulacak düşlerinde.
Gönlümün uçsuz bucaksız ovalarına umut ektim, gözlerinin kuyularından suladım
Bir sevdanın gelgitleriyle donattım gönül soframı, ben nar-ı yüreğinden beslendim
Her sabah yeni umutlarla açtım kollarımı yar, ne bana geldin, ne de gelmemi istedin
Bu hayal tarlasında gözyaşıyla biriktim, onları da ah yağmur ormanlarına gönderdim
Bir ölüm daha uğurlanıyor öfkeli omuzlarda
Toprak hüzün biriktiriyor aydınlığa inat
Siyah güller karanfilleri eziyor
Hangi yanımız ölüm bilmiyoruz
Sol yanımızda depreşiyor ağrı
Öfkeyle nefes alıp veriyoruz
Sancılar topluyor bedenim sana
Bir mızrak ol, deş seven bağrımı
Hırçın esen deli rüzgârınla
Çürüyor aşkın otları yar
Özlemin yırtıyor aşkın sayfalarını.
Yokluğun,
Sol göğsümdeki o hazin boşluğum
Yokluğun,
Varsıl düşünüşlerimle sana tokluğum
Kapanan onca kapının ardındayım
Bir şifrenin mucizevî gülüşlerinde
Sana beslediğim bütün sevinçleri kızıl bir şafakta görmelisin
Acılarla örülü yıkık bir duvardan, yaşanası nice ormanlar yarattın
Suskun bir denizin renk cümbüşünde önce kendini izlemelisin
Öyle çoğul, soylusun bu yürekte, beni karanlıktan aydınlığa çıkarttın
Sensizlik duvarlarını aşayım derken, bir sessizliğin alacasına düştü bedenim. Gözlerimin hıncı, sözlerinin kılıncı düşlerimi doğrarken fildişi kadehlerden içtim aşk meyini ben. Deştikçe, karıştırıldıkça ve örselendikçe onulmaz bu yaranın korkulu bakışlarında kaldım, sözlerimin balçık üşümelerinde yarınsızlığa daldım, saplandım. Geceler paslı bıçaktı, tatlı dillerinin sofrasında, ezgisinde şerefine nice kadehler kaldırdım.
Nasipten çıkmışsa kısmet/ya sabır/ı çağır
Diş geçmez geceye, en çok kendine sarıl




-
Ufkun Yaren
-
Ahmet Durgut
Tüm YorumlarBütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.