Kırmızı bir çekip gitmişlik tükenişliği sol yanımda
Melez dağlarımda saf kan/lı atlar cirit atıyor şimdi
Ağır bir uykunun döşeğinde keder torbası sırtımda
Bir ırmak akıyor üzerime, aşkın milini taşıyor sanki.
Perdesi kirlenmiş odalarda hasret çekerdik gönlümüze
Olmazlığına çıkan yolların kıyametinde
Hüzne sapan yılların satır aralarındayım
Kanla sulanmış bir patikadan geçiyorum
Ayaklarımda aşkın hicazkâr nasırları
Gizli bir gölge izliyor varlığımı
Ve ben
Lal olmuş şarkılarda çığlıklarla büyüyen, bendini aşan seldim
Nakaratlı gözlerindeki vurgun yeşile en güzel geceleri serdim
Kızıl bir öfkenin sağanağından geçtim
Ahraz ve yanık türküler sürdüm dudağıma
Onlarca soruyla donattım hüzünlü göğsümü
Nadim bir hıçkırığın kollarında sana geliyorum
Hangi rüzgâr sallıyor özlemin yamalı perdesini!
Yeni mevsimler yürüyor gönül köklerime, baharım sensin
Yağmur gözlerine fışkın imgeler yükledim, gözyaşın dinsin
Uzandım ellerine, dokundum yüreğine, ekmek gibi sevdim
Belikli saçlarınla sar yüreğimi, seninle türküler dile gelsin
Rüzgâra göğsünü vererek açar dağ çiçekleri, sızının köküne sarılarak. İçli bir türküyle gözyaşı dökerler geceleri. Yel alır yaprağını, toprağa düşürmeye korkar tohumunu. Yağmur ormanlarını özler dağ çiçekleri, gonca gülleri kıskandırır gülüşleri ve çok sesli bir ağıttır yürekten öpüşleri. Bunun için, dağ çiçekleri yüreğinde gizler, en yaşanası, en okşanası gizemli bilmeceleri.
Yüreğimin apoletlerinde yalnızlık hışırtısı
Çok sesli müzik ruhumun derinliklerinde
Ayaz sarılmış betona, türküler hicranlı
Hangi çukur sarar ömrümün masalını!
Sokul yer yatağıma, alaz bakışlarınla sar
Sensizliği damıttım içimin yabanıl boşluğundan
Kovuldum ruhunun izbelerdeki yataklarından
Kumlar doldu gözlerindeki saklanma odalarına
Devrildim, adının hapishanelerine gömüldüm.
Er şafaklarda bakışlarının ritmine sokuldum
Yangın mevsimi dudaklarda, ruhumda aşkın çıngıları
Özlemin alevleri çürük bir asa gibi yarıyor sargıları
Gözlerimin duruşmalarında hak etmiyorum yargıları
Sevdanın isimsiz mahzenlerindeyim, duy yar çağrımı.
Ebedi unutuluşların kumdan saraylarında
Acıdı gönlümün köhnemiş zaman saatleri
Ruhsuz tümcelerden şiir örüyor insanlar
Meçhul davaların girdaplarında dönerek.
Her çırpınış kendi imlasını bozar baharda
Korkular da gözyaşı dökerler bir gün
Aldırma ufuktaki fırtına öncesi sessizliğe
Kendi çevresinde düşer gölgeler yere
Sessiz geçsin günlerin, aldırma.
Aldırma ışık girmiyorsa pencerenden içeriye...




-
Ufkun Yaren
-
Ahmet Durgut
Tüm YorumlarBütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.