Akşam erken iner kederli gönüllere,
Beyaz sayfalara iç döküş başlar,
Gemiler, tramvaylar tıka basa dolar,
Evliler evine döner.
Çocuk sesleri kesilir sokakta,
Eski bir yorgunluk gibi
geçiyorum akşamın içinden
Göğüs kafesime hapis cümleler
acıtıyor canımı
Telaşını yitirmiş gözlerim
Ellerim kış ülkesi
Bir anne ayın ondördünü izliyor.
Yıldızlar seçiyor kendine,
Yüzünde seyrek bir tebessüm.
Bir çocuk elinde simit,
Gözü yolda...
Babasını bekliyor avluda.
Kuşlar da çekilir birazdan,
Deniz'e karartısı çöker akşamın.
Eski anıları toplayıp gelir şarkılar...
Yalnızlığımın resmidir
Altını çizdiğim cümleler
Sayfalar arasında kuruyup kalmış
bir şebnem dalıdır düşlerim
Seçil Oğuz
Size şiirler yazdım bayım!
İçinde biz olan.
Kalpte bir çekmece var.
Anıları saklayan.
Bende anılarımız var bayım!
İçinde aşk olan.
Hiçbir üzüme de bakmamıştım ki,
niye böyle karardım?
Hadi bul en fiyakalı cevabı da,
kandır kendini.
İnsan en çok kendini kandırıyor zaten.
Buzdan çerçevelerin içine
.
Eskiden bu turuncu vakitlerde,
henüz saçlarını toplamadan güneş,
henüz sulara karartısı çökmeden akşamların,
şiirler yazardık,
manzarasında Üsküdar'ın.
Son sigara dumanın da içime çekiyorum,
Eski öykülerde dibe vurmuş hüzünleri,
Unutmak diye bir şey yok tabi ki,
Tortusu kalıyor elbet günahsız gözyaşlarımın,
El yordamıyla yapılan acıların.
Tutuyor ateş nöbetleri.
Gecenin parlayan yıldızları,
Göz bebeğin deki hareler de çoktan yerini almıştır.
Kirpiklerine usulca yanaşıp,
Gözlerinden öpmek istiyorum.
Bir mum alevi titrekliğin deki,
Esmer yüreğine sarılmak istiyorum.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!