Şiir, yazı, edebiyat dil, kültür, beceri ister;
Bilgi birikimi ruhu yürekte, dimağda besler…
Deneyim kalemi biler, dile gelir düşünceler;
Duygularsa, vurgulanır; biçimlenir özgünlükler…
Kalemi bir kılıç gibi sallayarak kullananlar
Selâm ver, borçlu çık
Kefil ol, züğürt kal
Şahit ol, oyalan
Çöz, çözebilirsen!
Akıl ver, almasın
Her şeyi herkesten iyi bilirsin;
Sıkıntı çekmemiş olabilirsin;
Kendini padişah sanabilirsin;
Mutlak gideceksin geldiğin gibi!
Her yerde bulunan bir basit pulsun;
Kimi gelir, kimi gider
Bazen neşe, bazen keder
Kimi ağlar, kimi güler
Dünya hâli, dost yürekler!
Kimi çıkar, kimi iner
İçerde köstebekler, dışarda çekirgeler
Her zaman fink atmakta ve zıp zıp zıplamakta!
Varsa bunun izahı, yapmalı ilgililer;
Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler...
Toprağı kâh kazarlar, bazen de eşelerler;
Eyledim sarf-ı nazar nefsâniyyetten
Badehâ verdim zarar mecbûriyetten.
Bilirim muhâtabım ol necis-ül ayn
Hisseder mütesellî tarîkile gayn...
Bedihî ol zevâtın garaz-ı aslî
Daim iyimser ve iyi niyetli olmak isterim;
Hiçbir şey yapamasam da hayrına dua ederim.
Elbet bir insan olarak ilgi ve saygı beklerim;
Beni gözden çıkaranı yüreğimde yok ederim!
Hiç karşılık beklemeden iyilik etmek isterim;
Bayrak, Kur’an, vatan aşkıyla yanan
Yüreklerde yaşar coşkusu her an
Tüm zaferlerin ve cumhuriyetin,
Türk ve Müslüman’a has hürriyetin...
Ta orta Asya’dan çıkıp da geldik;
Sana ne mum ışığından,
Başkasının âşığından,
Çorbadaki kaşığından;
Ağır dur, hem de sana ne!
Sana ne has güzellerden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!