Bu gece, ne güzel bir gece.
Bu gece aşk sanki iki hece.
Bir şey mahlas oldu öylece.
Ey ecel, gelme bana bu gece!
Anlaşıldı, nöbetteyiz bu gece.
Çok mu uzak olduğun şehir?
Sokakların hep mi karanlık?
Rüzgâr odana hiç mi girmez?
Kuşlar pencerene konmaz mı?
Gözünü kapattığında yanıma gelemez misin?
Bazen şiirler ağlar.
Bazen cümleler küser.
Bazen kelimeler intihar meyillidir.
Sana yazılmayan her şiir eksiktir.
Seni anlatmayan cümleler kısırdır.
Bütün şehre kar yağmış, ne güzel.
Penceremin camı buğulanmış, ne güzel.
Sokak lambası sarı sarı yanıyor, ne güzel.
Çocuklar yolda poşetlerle kayıyor, ne güzel.
Attım kendimi dışarı, ne atkı ne bere ne hırka ne eldiven.
Neden bu hüzün?
Nedir bu soğukluk?
Neredesin Ay Işığım?
Ya da ne ne ne oluyor?
Gül diye
Orada mısın?
Burada mısın?
Neredesin?
Aramadığım yer,
çalmadığım kapı,
Rafta sararmış kitaplar,
saksıda kurumuş çiçekler,
yayları çıkmış ihtiyar bir koltuk,
rutubetten rengi kaçmış duvarlar,
gıcırdayan masa, gıcırdayan sandalye,
senden hediye mumu bitmiş bir lamba,
Yalnız kaldığımız ilk anda
sığındığımız anılarımız var.
Anılarda huzur, mutluluk var.
Bir bavul dolusu
mutluluk birikti yarınlara.
Minik bir serçe kondu pencereme.
Cama vuruyordu, tık tık tık tık tık tık.
Nefes nefeseydi, gözleri korku doluydu.
Durmaksızın cikliyordu, bir derdi vardı.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!