Sevmeyi, sevilmeyi
en güzel tadan biz değil miyiz?
Sevdası için
sevdiğinden vazgeçen biz değil miyiz?
Cennet iki şehir ötemde.
Gökkuşağı gözlerin düşümde.
Gülüşlerin süslüyor hayallerimi.
Göğe yükselelim, haydi tut ellerimi.
Madem dün gece düşlerim senle süslendi,
madem ben, dün gece rüyamda cenneti gördüm,
madem bu sabah insanlığın en mutlusu olarak uyandım,
o zaman bugün şehre sağanak sağanak yağmur yağsın.
Toprak suya doysun, fidanlar, çiçekler kana kana su içsin.
Bir aşk tohumu ektik
kalbimizin en ücra köşesine.
Kimseler bilmese bile
biz biliriz dedik, sustuk.
Şiir kimindir?
Yazanın mı, yazdıranın mı?
Yoksa şiir, okuyanın mıdır?
Aşk kime layıktır?
Sevene mi, sevilene mi?
Sözler uçuştu.
Sözler göğe yükseldi.
Sözlerin kalbime huzur verdi.
Yine bir çocuk gibi neşe doldu yüreğim.
Susmalıydım;
çünkü konuştuğumda
haksız olmaktan yoruldum.
Kelimeleri raks ettirsem de
yine suçlu olan bendim.
Sen, hep haklı taraf çıktın.
Dünyanın
bütün kalemlerini,
kırılan kalbim gibi kırın.
İbrahim'in atıldığı ateş gibi
göğe kadar uzanan bir ateş yakın.
Çaresizlik değil midir
bizi içten kemiren?
Biz değil miyiz
kendimizi bitiren?
İnsanoğlu sevdiğini
yere göğe
sığdıramayacak kadar çok sever.
Dağ,
taş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!