Gönül diyarına akın olmazdı
Sevdaya baş koyan er olmasaydı
Uzaklar bu kadar yakın olmazdı
Menzilde aşk denen yer olmasaydı
Güller dikenlere bitişir miydi
Ömür can tezgâhında dokuduğun tek halı
Sonun ilk akşamıyla solmamalı nakışın
Ve ruhun olmamalı bir bedenin hamalı
Sinmeli her nakışa kökboyalı bakışın
Vur kirkiti yüzyılı bir nefese düğümle
Sözüm avucumda gözüm içimde
Ayağım yordamsız ellerim sakar
Ateşim sönse de közüm içimde
Duman beni tüter kor beni yakar
Dört mevsim yaşarım bir baharda ben
Hasretle hazana erdi baharın
Sabrile gurbetin sıla olmadı
Sustun meyanında Bestenigârın
Ey gönül hâlâ mı çilen dolmadı
Aşkın ecelimse doldur içeyim
Martılar denizlerin dudaklarında bulur
Yıldız karanlığında kaybolan gökyüzünü
Ölüler mezarlarda birer kırlangıç olur
Yerin penceresinden gösterse gök yüzünü
Ünü yorgun yollara saçılmış nallarından
O taş gibi kibrini eritmedi gözyaşın,
İçimde ne merhamet, ne tenezzül bıraktın.
Yürüdün bağrın ezik, ama dimdikti başın,
Gururunu götürdün, geriye zül bıraktın…
Gittin! .. O son şarkıda asılı kaldı sesim,
Hava soğuk, toprak soğuk, taş soğuk,
Beyaz bir tüy gibi kar taneleri…
Isınmıyor ellerimiz, kış soğuk,
Gerçek soğuk, hayâl soğuk, düş soğuk,
Sevgi ile kaynamayan aş soğuk,
Kuruyan gözlerde donan yaş soğuk;
Sen çoktan uyumuştun
Ay batıyordu
Bozkır bir türküydü çoktan unutulmuş
Unutulmuş nabzında atıyordu gecenin
Doludizgin kısrakların nal sesi
Bir baykuş
Küçük kaçamakların dantellendiği
utangaç gülüşlerin kirpiğinde göz süzüp
süzme soysuzluklardan
onuru süzmek için
eteği bembeyaz namus uğruna
kaç ırzda siyahı öpücükledik
(GÖNÜL GÖZLÜ OZAN)
Anadolu bir Sivr’alan
Geceye gün yazan gitti
Sazımı özünce çalan
Gönül gözlü ozan gitti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!