Unutma sevdiceğim,
Ellerin ellerimden gittiğinde
Büyüyecektir gerçek yalnızlığım,
Bebeğinin çıplak geceyi yırtan kör çığlığı
Tutkumun hıçkırıklarına karıştığında
Tükenecektir nefesim!
Ne gecem gece
Ne gündüzüm gündüz
Yarınlarım üşüyor
Hasretim acıya eş
Düşlerim yere yalnız düşüyor
Bir dilim güneş için
Siz...
Başını gecenin göğsüne yaslayanlar,
Orta yaş yolcuları...
Dün gençtiniz yanardağdı gözleriniz
Lav püskürürdü bakışlarınızdan
Şimşekler çakardı kaşlarınızın arasından
Yaprak dökümünden sonra ağlardı
Masal kentinde baharım.
Uçurumlar içinde bir can
Gün çalarken ölümden
Süzülürdü yaşlar yanağımdan...
Bir başka sayfasından geliyorum dünyanın;
Gitmediğiniz, görmediğiniz
En ücra, en cılız köşesinden seyrediyorum alemi;
Fark etmiyor benim için doğu-batı, kuzey-güney,
Binlerce kez çekip çıkarıyorum
Denizin ortasından yakamozu,
Dinle dostunun sesini
Akıt içindeki karanlıkları
Şarkılar söyle geceye
Bir ışıkla taçlandır gülüşlerini;
Tomurcuklarla beze, çiçekler açtır
Yeşile boya sevgini,
Yalnızlığın ipi dolanmış boynuma
Sensizlikten nefessiz kalıyorum
Yokluğun sırtımda ağır bir yük
Hasretinden ölüyorum
Sakın sanma yalandır ölmelerim
Ey yâr!
Dilim varmıyor ki
Diyeyim sana yâr!
Sende sönen
Aşk ateşi
Bende alev alev yâr! ...
Çığlık çığlığa geceler
Sessiz, sensiz, yalnız...
Kalabalık içinde soluksuz heceler
Ve şiirler öksüz,
Şiirler donuk...
Ey! ..Uçmayı unutmuş kent güvercinleri
Duygu sayıklamalarından vazgeçin
Çıkın artık zamanın acımasız çarkından
Boş bir zemberekle dönüp durmak neye yarar
Açlığınıza, susuzluğunuza çareyse eğer
Alın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!