Aç gözünü bak, dört yana bir anlık,
Kötülüğün güç merkezî insanlık,
Yanlarında melek kalır şeytanlık,
Geleceği yenenleri unutma.
Birşeylere sığınmanın vakti mi?
Menzil belli, yolcu belli, yol belli.
Bilinmezlik ahir zaman akti mi
Yaprak belli, çiçek belli, dal belli.
Değişti doğada, yabani hayat,
Köylerin sahibi domuzlar oldu.
Ekmeyen biçiyor ediyor hasat,
Köylerin sahibi domuzlar oldu.
Yükü toplayanlar veda edeli:
Her gün güzel düşü, böler kâbusu,
Sıladan çıkmayan bilmez gurbeti.
Gözlerine vurur, gönlün buğusu,
Sıladan çıkmayan bilmez gurbeti.
Bakarak dört duvara sus,
Kul tek başına olur mu?
Birlik bir Allah'a mahsus,
Kul tek başına olur mu?
Kim demiş teklik şahane,
Biz azim cimrileri; yerimizde sayarken,
Kurduğumuz hayali başkaları yaşıyor.
Yoksulca halimizi kaderimiz sayarken,
Kurduğumuz hayali başkaları yaşıyor.
Gündüzde güneş kayıp, gecede yıldızlar çok
Kurduğumuz şehirde soluk alamıyoruz.
Ayın gülen yüzünü görmeye hiç imkan yok
Kurduğumuz şehirde soluk alamıyoruz..
Gençlik, gümrüksüz ithal batı sefahatinde,
Erkek, dişi yarışır boğulma cihetinde,
Gece, gündüz hayâsız çılgın eğlencelerde.
Gözümüz göre göre, ülkemizi yağmalar,
Dört taraftan kuşatmış küresel eşkıyalar.
Mezhebi genişlerin sinsi amaçlarına,
Kurşun eder susarım dayanılmaz öfkemi.
Kor yağar yüreğimin bütün yamaçlarına,
Kurşun eder usarım dayanılmaz öfkemi.
Belâ yağmuru yağmadan
Kurtuluş yok karanlıktan.
Aklın güneşi doğmadan
Kurtuluş yok karanlıktan.
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.