Ne olurdu sanki benim olsaydın,
Sevdim diyemedin yüreklice yâr.
Yalnız benim sevdam ile dolsaydın,
Aşkımız kalsaydı süreklice yâr.
Hatırla sevdiğim, bir mevsim kurak
Hele bakın memleketin haline!
İnsanlığı terk eyledi soysuzlar.
Düşürdüler cümle âlem diline,
Bir cahili erk eyledi soysuzlar.
Yüz verdikçe çok ileri gittiler,
Düşmüş gidiyorlar yobaz peşine,
Ayakları hasret iki keliğe.
Başı kapattırmış zorla eşine,
Düşman olmuş iki güzel beliğe.
Doğruyu söylesen, coşup gidiyor,
Dokunsan alnına ne olur gönül?
Dudağına layık yanak istersin.
Duracak, kalacak yerin yok iken
Saraylardan yüce konak istersin.
Sinen aşka düşer, yanar korlarda
Hevesim kalmadı yalan dünyada
Yaşıyorum gibi oyalar beni.
Nefesim tükendi, çıkmaz feryada
Batırır al kanda, boyalar beni.
Ölür gider isem gurbet ellerde
Bir ömür sevdiği Elif sanırdı;
Eğer Karac’oğlan görseydi seni.
Kendi öz canından çok kıskanırdı;
Eğer Karac’oğlan görseydi seni.
Seslenirdi “Elif Elif !” diyerek
Yeni mi gördünüz san ki;
Kara lastik ayakkabı.
Kırk sene giydim inan ki;
Kara lastik ayakkabı.
Güneşte petrol kokardı,
Menfaat olunca işin ucunda,
Küskünler bir anda barıştı gitti.
Ya çelik kasada, ya pabucunda
Yeşil dolarları kırıştı gitti.
Haramla atılır şimdi cakalar,
Boz ülkenin dirliğini,
Kırk parça et birliğini,
Sat olanca varlığını;
Kırıştır babam kırıştır!
Sürgün et, nereyse ırak
Boztepe dumandan duvağın sarmış,
Ak gelinlik giymiş kız gibi dağlar.
Yamaçtepe ona selama durmuş,
Sevdiğine bakan göz gibi dağlar.
“Karaoluk” denen güzel diyarı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!