Dünyanın serveti size
Aç geldim, aç gidiyorum.
Haktan Hakka yoktur vize
Kaç geldim, kaç gidiyorum.
Sel gibiydim, göle döndüm
Bilmem ki neyidi güzelin derdi
Gönül versem bir söz, çıkar mı bilmem.
Duygu ocağımı üfleyip durdu
Küllerimden bir köz, çıkar mı bilmem.
Dedim: ‘saçlarını söyle kim ördü?
Bi bir güzel gö gö gördüm tam bir afet-i devran
De de deli gö gö gönlüm yandı yakıldı hemen.
De de dedim be ben sana a a aşığım canan
Ka ka kaşlar, göz üstüne yı yı yıkıldı hemen.
Sa sa sarı saçlarını dö dö dökmüş beline,
Yolsuz ile yola gitsen,
Yol yorulur bilemezsin.
Cahil ile sohbet etsen,
Dil yorulur bilemezsin.
Bir dostun selamı kesse;
Bahar geldi gayri bizim ellere
Mantar toplamanın zamanı şimdi…
Çoban kavalını katar zillere
Hayvanları yemez samanı şimdi…
Yayla çiçekleri açar sapsarı
Bütün insanlığa sesleniyorum;
Unutmayın, önce insanız insan!
İnsanım, insanlık üsleniyorum;
Unutmayın, önce insanız insan!
Bunca din, mezhep var; birdir Yaradan
Nasıl anlatayım ben bu durumu?
Dağlardan yüksekte ovalar şimdi.
Yedi bitirdiler bunca Kurum’u
Hırsızlar polisi kovalar şimdi.
Biatçi toplumun gözde Celil’i
Dağlarda dumandan, borandan, kardan
Bu sene baharı, yazı unuttuk.
Göç eder gelirdi sıcak diyardan
Leyleği, turnayı, kazı unuttuk.
Aslımızdan fazla geldi daramız,
Dağlarımın yeşili, ne de alı kalmadı,
Arının kovanı boş, artık balı kalmadı.
Bir çırpıda son verdik, güvercinin işine;
Çünkü taşıyacağı, zeytin dalı kalmadı.
18.11.2014
Gıptayla bakarım sadakatine;
Asla terk etmedin nefreti, kini.
Katlandın da bütün meşakkatine;
Ne güzel savundun mezhebi, dini.
Yoksulluk içinde diktin sarayı,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!