Dokunsan alnına ne olur gönül?
Dudağına layık yanak istersin.
Duracak, kalacak yerin yok iken
Saraylardan yüce konak istersin.
Sinen aşka düşer, yanar korlarda
Hevesim kalmadı yalan dünyada
Yaşıyorum gibi oyalar beni.
Nefesim tükendi, çıkmaz feryada
Batırır al kanda, boyalar beni.
Ölür gider isem gurbet ellerde
Bir ömür sevdiği Elif sanırdı;
Eğer Karac’oğlan görseydi seni.
Kendi öz canından çok kıskanırdı;
Eğer Karac’oğlan görseydi seni.
Seslenirdi “Elif Elif !” diyerek
Yeni mi gördünüz san ki;
Kara lastik ayakkabı.
Kırk sene giydim inan ki;
Kara lastik ayakkabı.
Güneşte petrol kokardı,
Rızasız dost bahçesine girilmez,
Ölülere yalvarsan da dirilmez,
Çakıl taşla yüksek duvar örülmez;
Boşa emek sarf eyleme Bindebir!
Bu sözleri öğüt say bir bakıma…
Deli gönlün düşer bir vefasıza,
Her dakika onu anarsın dostum.
Aklın başta kalmaz, gider hafıza
Daha genç yaşında bunarsın dostum.
Gülü koklamadan dikeni batsa,
Cennet için Hakka inanıyorsan;
Huri heveslisi, ersin be Hoca!
Yetmiş huri ödül var sanıyorsan;
“Yine aldatıldık” dersin be Hoca!
Hak ile Hak ol ki, açılsın perde
Hak, adalet, özgürlüğü görmesek de senelerdir;
Zulmün yükü sırtımızda, iktidara her gelenin…
Bunlar ancak olsa olsa kan emici kenelerdir;
Kırım-Kongosu bulaştı; üç-beş tane hergelenin.
15.09.2015
İki cambaz aynı ipte;
Biri düştü, biri kaldı.
Çakal gibi aynı tipte;
Biri deşti, biri daldı.
İkisi de bir zamanlar,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!