Boz ülkenin dirliğini,
Kırk parça et birliğini,
Sat olanca varlığını;
Kırıştır babam kırıştır!
Sürgün et, nereyse ırak
Boztepe dumandan duvağın sarmış,
Ak gelinlik giymiş kız gibi dağlar.
Yamaçtepe ona selama durmuş,
Sevdiğine bakan göz gibi dağlar.
“Karaoluk” denen güzel diyarı,
Rızasız dost bahçesine girilmez,
Ölülere yalvarsan da dirilmez,
Çakıl taşla yüksek duvar örülmez;
Boşa emek sarf eyleme Bindebir!
Bu sözleri öğüt say bir bakıma…
Deli gönlün düşer bir vefasıza,
Her dakika onu anarsın dostum.
Aklın başta kalmaz, gider hafıza
Daha genç yaşında bunarsın dostum.
Gülü koklamadan dikeni batsa,
Âşığım ya çalamadım sazımı
Yâr zülfünden bağlamaya tel gerek.
Mecnun’um ya, Leyla’m bilmez sızımı
Yüreğimi dağlamaya çöl gerek.
Sezemedim şu feleğin fendini,
Emperyalist düzenini,
Yıkmayınca kurtuluş yok.
Reddeyleyip bütün dini,
Çıkmayınca kurtuluş yok.
Yönü bozuk mihrapları,
Dostlar benim ahvalimi soruyor;
Yine bu yıl memleketim gibiyim.
Çabalarım sanki neye yarıyor,
Yine bu yıl memleketim gibiyim.
Yeni evden eski eve göç ettim,
Sendin iki cihan varım
Sendin benim diğer yarım
Dolup dolup dert pınarım
Taştığında mutlu ol yar
Sevdiğimi bile bile
(İstidrâk Sanatı- Zü'l metali Gazel)
Ey devletli Sultanım, öğrendim silsileni
Gizlemeyi bilirsin, ne yapsan da aleni.
Gürcü Bagratuniler Osmanlı’ya direndi,
Yiğitler yetişir aslan yürekli,
Bir uyuz çakala boğduramazsın!
Kâinat kendince döner sürekli,
Güneşi batıdan doğduramazsın!
Namerde fırsattır, merdin darlığı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!