Bu dünyada görevli bir memuruz
Gelip nöbetini tutan gidiyor.
Ne bir söz sahibi ne de amiriz
Padişah gidiyor, sultan gidiyor.
Ayrılık ayları eylülle ekim
Nica imza atan beyler tanıdım,
Hepsi de “Hoşça kal deyip de gitti…
Ustalar, çıraklar, toylar tanıdım
Kalemi masaya koyup da gitti…
Benim devrim, benim günüm diyenler,
Sırtına sarılmış koca bir can var
Hiç unutma yükün ağır be gönül..
Özenle taşırsan mezara kadar
Kazanırsın epey hayır be gönül..
Havayı boş verip, keyfine uyan,
Ağaca benzedin ağaca gönül.
El alemi güldürmekten haz duyan
Mecnuna dönmüşsün kabaca gönül.
Aklından zorun yok, biliyorum ben
Hala unutmadın onu,
Gözlerine bakılırsa.
Gelmemiş bu aşkın sonu
Sözlerine bakılırsa.
İki büklüm olmuş belin,
Bitsin bu dağlara tırmanışların,
Vazgeç bu sevdadan düze gel gönül…
Yetişir bu asi davranışların,
Yeter akıllı ol , söze gel gönül…
Kârı olmaz kuru kahramanlığın,
Seninle beraber yürüdüğümüz,
Yollar geçti gözlerimin önünden.
Sıcaktan kavrulup eridiğimiz,
Yıllar geçti gözlerimin önünden.
Sendin el uzatıp yetemediğim,
Zaman gün gün kısalmaya başladı,
Yıllara gücenip durma boşuna.
Bağrımızı dostlar (!) yaktı, haşladı,
Ellere gücenip durma boşuna.
Nefis nemiz varsa yedi bitirdi,
Nice tatlı canlar yaktı, kavurdu
Ateşli bir yıldı iki bin yirmi.
Fidanlar kuruttu, çınar devirdi
Fırtınaydı, seldi iki bin yirmi.
Mart idi saldırdı dünyaya covid,
Türkiye'nin en büyük gül bahçesi,
Bu yüzden misk gibi kokar Isparta.
En başta Senirkent, Gönen ilçesi
Her yere bir fidan diker Isparta.
Dünkü Pisidia Isparta olmuş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!