Hatıralarımda ısıtmalı radyolar ,
Kulaklarını dayayıp ,
Memleket şarkılarını türkülerini arayan
Yüzleri hüzünle haritalaşmış Nenem Dedem Annem Babam...
Yetmemiş sancak topraklarında Türk doğup sürgün yaşadıkları.
Siz biz diyen ötekeleştiren cahillerin susmuyor hiç gevşek ağızları .
Okyanusunun kumsalında
bir kum tanesi kalmaya razı olacak kadar
Sevebilir mi insan ? "Sever !"
Bizim çocukluğumuzda ,
Evlerimizin kapıları kilitlenmezdi .
Kapı önlerinde ikindi çay sofraları ,
Bahçede toplanıp yerdik yaprak sarmaları ...
Her bir komşu teyzemiz,
İkinci annemiz gibiydi .
Sakin ve sessiz bir yerde,
Yalnız olmanın en güzel yanı,
Sadece kendi iç sesinle kalmaktır .
Kimseye cevap vermen gerekmez
Bu yüzden ruhunla iyi anlaşırsın .
İç sesinle konuşmaktan asla sıkılmazsın .
Gece olunca
Bir şeyleri tamamlayamadığında
Yarını ödünç alıp ,
Sabaha borçlu kalıyoruz .
Sanki insanın aklı ;
Düşüncelerine cevap beklediği bir kitaplık .!
Bir insan ;
Konuşma sırasını bekliyorsa fikri !..
Tokat atmıyorsa kolu !..
Küfür etmiyorsa dili !..
Dik dik bakmıyorsa gözü !..
Çelme takmıyorsa ayağı !..
Sakin, sessiz, nazik görünen ve hayata
gülümseyerek bakan her insanı hafife almayın!
Bazıları, huzur içinde yaşamak için ;
Çok bedel ödemiş insanlardır !..
İçlerinde gizli bir cesaret vardır...
Gerektiğinde tekrar bedel ödemekten çekinmezler.
Çoğumuz farkında değiliz ama
Hepimiz derin kimlikler taşıyoruz !..
Bir yanımızda ;
Sevdiklerimize sesini yükseltemeyen ,
Onları kaybetmekten çekinen ,
Sen sadece öğretmen mi sanıyorsun kendini ?
Hastalanmasın diye,
Güneş yüzlü çocuklar ;
Hademe sen,
Hemşire sen,
Küsmesin diye yüreklerindeki umutlar,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!