Kendi deryasında yüzmek yerine başkasının sığ suyunda boğulmamak için daha güçlü kulaçlar atmalı insan...oysa ki ne gerek var buna değil mi şövalye... Kıymetini bilmeliyiz ki kendi deryamızın özgüvenimiz hep dipdiri kalsın.. Ve lüzumsuzları bırakmalıyız ilk limanda...
bilgisayar klavyesine bir bardak çikolatalı sütü döken 10 yaşındaki oğlumun o an düşündüğü tek şeyin ' oyunumu nasıl oynacağım şimdi' sorusu olduğunu anlamak.... üzüntüsüne kıyamayıp..'artık klavyen daha güçlü, bak bir bardak süt içti ve uykusu geldi ' dediğimde... 'yaşasın ' diye sevinçle boynuma sarılırken aslında bunun kızmamam için bir oyun olduğunu anlamak....ve gülümsemek... tabi yeni bir klavye alacağımı da anlamak: :))
anne olunca anlarsın demişti....anladım.... .........seni seviyorum anne.... bu cümlenin senin için ne ifade ettiğini de anladım.... ............seni seviyorum anne.......
haroşa örgünün düz örgüden daha zor ilerlediğini... bir ters bir düz yaparken işleri arap saçına çevirmeyi bırakıp dümdüz ilerlemeyi öğren artık.... .......................yordun beni.....
Sevgilim.. Güneşten bir pare gibi tut beni avuçlarında.. Bastır göğsüne ruhumu can bulayım kalp atışında.. Mısra mısra diz beni ömrüne.. Yol yol sana geleyim........ ......... ' Arzu '....................
:) aynen bunu yaptım şövalye... Baktım elimden gelen bitti...ben de gittim.. Nasıl sevmişlerse beni arkamdan konuș a konuș a bitiremediler.... Benim ardımda bıraktığım güzellikler yerine kendilerini zehirlemeyi seçtiler...onların elinden de bu geldi demek ki: :))
Kendi deryasında yüzmek yerine başkasının sığ suyunda boğulmamak için daha güçlü kulaçlar atmalı insan...oysa ki ne gerek var buna değil mi şövalye...
Kıymetini bilmeliyiz ki kendi deryamızın özgüvenimiz hep dipdiri kalsın..
Ve lüzumsuzları bırakmalıyız ilk limanda...
Seyyah ısrar etmeseydi aşk'ta...
Kelebek sevecekti onu bir baska
öyle bir zamanda yaşar olduk ki..YOK ARTIK bile kendini arar oldu...
şaşırmıyoruz artık hiç bir şeye....
bilgisayar klavyesine bir bardak çikolatalı sütü döken 10 yaşındaki oğlumun o an düşündüğü tek şeyin ' oyunumu nasıl oynacağım şimdi' sorusu olduğunu anlamak....
üzüntüsüne kıyamayıp..'artık klavyen daha güçlü, bak bir bardak süt içti ve uykusu geldi ' dediğimde...
'yaşasın ' diye sevinçle boynuma sarılırken aslında bunun kızmamam için bir oyun olduğunu anlamak....ve gülümsemek...
tabi yeni bir klavye alacağımı da anlamak: :))
anne olunca anlarsın demişti....anladım....
.........seni seviyorum anne....
bu cümlenin senin için ne ifade ettiğini de anladım....
............seni seviyorum anne.......
haroşa örgünün düz örgüden daha zor ilerlediğini...
bir ters bir düz yaparken
işleri arap saçına çevirmeyi bırakıp
dümdüz ilerlemeyi öğren artık....
.......................yordun beni.....
dost sesi eksik.... yürek sesi eksik.... canıma can'sın deyişi eksik....
eksiliyoruz gün be gün...
Sevgilim..
Güneşten bir pare gibi tut beni avuçlarında..
Bastır göğsüne ruhumu can bulayım kalp atışında..
Mısra mısra diz beni ömrüne..
Yol yol sana geleyim........
......... ' Arzu '....................
Gelinlerim ne kadar şanslı olacak.... :)
:) aynen bunu yaptım şövalye...
Baktım elimden gelen bitti...ben de gittim..
Nasıl sevmişlerse beni arkamdan konuș a konuș a bitiremediler....
Benim ardımda bıraktığım güzellikler yerine kendilerini zehirlemeyi seçtiler...onların elinden de bu geldi demek ki: :))