….. DEJAVU …. Döner cark isler kumbara yürür müddet Yasam sermayesini günden güne calip satarak insandan Kalmissa eger eskici teknesinde kelepirdir Hizla tüketilen hersey arasinda Aklin hazinesine Zihnin bohcasina Günün karakterine ve kimligine imyasina hayatin Karanligini ve karadeliklerini desip oyarak kalintilardan ölü cikan Vardi ya hani, Aristo ben bilmem eflatun devleti bilir diyor Eflatunsa ben bilmem onurlu erdemli itibarli insan sokrates bilir diyor Sokrates kimse bilmez ben de bilmem ammmaaaaa diyor Dante seytanin cani cehenneme Idealistler metafizikciler biz bilmeyiz öte dünyalar bilir diyor Ispinoza ve ötekiler herseyden süphe duyarim baska sey bilmem diyor Hegel hersey degisir dönüsür birikir Patlar infilak eder tek bildigim sey budur diyor Ruh bilmez madde bilir diyor iki kafadar marks engels Kimse bilmez bankalar borsalar bilir diyor Korsan kafa global sirketci Blackrok gibiler vesair Türk medya fantazi fahiseligiyse ben bilmem Benim bilmedigim herkesi ve herseyi esim bilir kaynatip onatiyor Dejavu…! Veni Vidi.. Yuro dolar böylece onbir yirmi Yokluga ve zikkimin köküne denk gelen Zemberekten sarmaldan
….. EKXENTRAL DÖNGÜ …. Demek sen de bilmiyorsun Hay aksi sey, bilmiyorsun sen de demek.. Gir günahima sevabimiz olsun gövdeye koza Yayilsin gece, sevinsin sokak, kilit kapi en baygin yerlerinde bulussun Sokulmus saklanmis güne konak ve enine boyuna konuk Parfümün püskürttügü kokulardan icerek Herseyi görünmez eden giysilerde gösterisi simsiyah Demek sen de bilmiyorsun zaptedilmemis kaleleri Tarihine damga vuran cigirdan cikmalari Yorgunluguna kurdele asilmamis zirveleri Kadin oldugun halde yalan yanlislarin büyüttügü rüya perisi sanirsin Dogdugu yerde ölmek kadar yeryüzüne Cadde isimleri nufus kagidindakinden daha tanidik gelen Geldimiydi mahle dilberliginden hic gitmeyen exentral Konusmasi bitmis sivasi boyasi dökülmüs Eski fabrikalardan bozma iflasiyla sanat galeriyi Bölündükce kirilan ve bozuldukca parcalanan Demek sen de bilmiyorsun arzusu coktandir uygun ziyareti beklemeyi Öpüsürken bir kadin nasil acilir sacilir Saran kollarina kizil ruhunu Ateslere yanarak boyanir teslim edermis Darmadagin olmak icin cirpinircasina nasil elden avuctan cikan bedenden Korlarda körüklenmekle beraber dipdiri Kalcadan gögüse emerken büyüyüp irilesen Ve atesler icinde dagilir erirken yumulup büzülen dudaklari dilleri Demek sen de bilmiyorsun taaa sokak lambalarina degin ne deprem seydir Hay ksi sey, Saydim otuz iki vagonu vardi saat yirmiüc otuz yük treninin Ekimin ve yildizlarin acelesi yoktu Otobüsten iner inmez sana karsi binalarin arasindan Gökyüzü kaybolmus yeryüzü katindan Ve gecenin giris kapisindayim Isiklari bekliyorum, saniyeleri sayiyorum Her limanda bir sevgiliden zili calip karsilikli zevkini cikarmaya Ne ayna daha sarhos Ne yol ne meyhane senden daha kolay yakin ve güzel Degil hayir Demek buralarin ertesi Yabancisiyim diyerek kacinci güne perhiz Kac bir kacamaktasin Yasamadikca kendini sen de bilmiyorsun Hay aksi..!
….. RADARA TAKILAN ….. Söküntülerden kalintilardan Yoklugu tamir etmek kadar verimsiz elverissiz Yolculuktan dönen ucaklar gibi icinde kirli ve kullanilmis nefeslerle Gökyüzüne biraktigi yerden bilmem kac bin kilometre uzakligin Geri dönüsümlerine hani nasil desem… Takil kuyruguma bize gidelim siselerinden sonraki sehirler gibidir Kafayi ve kalbi bir güzel dagitmadan cesaretin intihar yerini bulamayan Kafayi ve kalbi dagitmadan bütün kirini soysuzlugunu yutkunamayan Coktan sindirilmis irinli iltihapli kollektif sifirdaki Yolsuzlugu ipsizligi ugurszlugu tacizi talani en fahis fiyatla Nasil ucuza getirdigine sevinerek Ve nasil ucuz atlattigina zar zor hayata tutunmalarin Pirtmis poymus makarasiyla mekanigiyle Nasil olsa gecenin gözü kördür karanligindan istifade ederek Hic bilmeden niye zorla sevisir veya kim kiminle hangi geleceksizlige ortak Sahip cikilmayan tohumlasmalari ciceklenip arada sirada Dogum günlerinde veya adsiz adressiz baska baskalara Sonbaharin da elinde kalan bu adar yani… Depoda varmi diye gidip bakarak ikid bire Insana Insana.
…. OLUR MOLUR …… ölenle ölünür mü.. Olur molur . Her savrulan Isiklari kapatin Ampullerime bakin ampullerime der davranir gibi sanki O gelir bu gider öteki sallanir ha sallanir Isiklari kapa nasil olsa karanligin gözünde her yer ayni herkes zirve zibvan Nasil olsa senaryosunu yazan film istedigi zevkten sevgili yapiyor Oram olmazsa burama bakin, Buram olmazsa ciplak falima, kumda sacilmis serpilmis duran Avucladigi memelere mola vermis hicime Kemersiz fermuarsiz Bende dediydim ki mahsus cam dan kirilis kopmus seylerdir Öndeki evler arkadaki soguk fon ve arada kalmis koridorlar Kafesin icinde dügümlenmis bogulmus zamana insanlik yapmaya kalkisarak Ortaya cikan model, direksiyona bagli anahtarin catlak kontagi Harac mezat defilesinin Gerdan kürdan kolye kilot Görünür görünmez kazalar sonucu Tüpten depodan sadece gülme ve aglama krizlerine kodlanmis Iskarta salon züppeleriyle Sahil kizlari gibi hasir sapkali sepette yüzyillarin yuppi yuppi hoy Sabika dosyasinda suc orani yasadigi hayatindan cok ve yüksek Yama söker durur acikta kalan hersey Begenmedigi yerini ayip seylerle kapatarak Atkisiyla kolyesiyle korsesiyle pozuyla tozagiyla Camdan seyler gibi lakirtisina bir kere girdimiydi Bir daha tuz buz olmadikca görüntüden cikamayan Toprak tarim sanayisi her maddeden mamül Saniyede prlayip tükeniyor Her pisman olan durmaksizin ayni kulvarda yeniden Aismis kudurmustan beter fiiline Defilesi gösterisi bitince kararmis cam misali Yürüdükce bant Cözüldükce sargi Ve sarildikca öpüstükce kezzap tükürügü zehir tadinda Nasil üfürüldüyse öyle pörsüyüp sönüyor insandan kalan bosluk Kanun hukuk, Ayip mayip takip dinlemeden
…..
DEJAVU
….
Döner cark isler kumbara yürür müddet
Yasam sermayesini günden güne calip satarak insandan
Kalmissa eger eskici teknesinde kelepirdir
Hizla tüketilen hersey arasinda
Aklin hazinesine
Zihnin bohcasina
Günün karakterine ve kimligine imyasina hayatin
Karanligini ve karadeliklerini desip oyarak kalintilardan ölü cikan
Vardi ya hani,
Aristo ben bilmem eflatun devleti bilir diyor
Eflatunsa ben bilmem onurlu erdemli itibarli insan sokrates bilir diyor
Sokrates kimse bilmez ben de bilmem ammmaaaaa diyor
Dante seytanin cani cehenneme
Idealistler metafizikciler biz bilmeyiz öte dünyalar bilir diyor
Ispinoza ve ötekiler herseyden süphe duyarim baska sey bilmem diyor
Hegel hersey degisir dönüsür birikir
Patlar infilak eder tek bildigim sey budur diyor
Ruh bilmez madde bilir diyor iki kafadar marks engels
Kimse bilmez bankalar borsalar bilir diyor
Korsan kafa global sirketci
Blackrok gibiler vesair
Türk medya fantazi fahiseligiyse ben bilmem
Benim bilmedigim herkesi ve herseyi esim bilir kaynatip onatiyor
Dejavu…! Veni Vidi..
Yuro dolar böylece onbir yirmi
Yokluga ve zikkimin köküne denk gelen
Zemberekten sarmaldan
Seyfi
…..
EKXENTRAL DÖNGÜ
….
Demek sen de bilmiyorsun
Hay aksi sey, bilmiyorsun sen de demek..
Gir günahima sevabimiz olsun gövdeye koza
Yayilsin gece, sevinsin sokak, kilit kapi en baygin yerlerinde bulussun
Sokulmus saklanmis güne konak ve enine boyuna konuk
Parfümün püskürttügü kokulardan icerek
Herseyi görünmez eden giysilerde gösterisi simsiyah
Demek sen de bilmiyorsun zaptedilmemis kaleleri
Tarihine damga vuran cigirdan cikmalari
Yorgunluguna kurdele asilmamis zirveleri
Kadin oldugun halde yalan yanlislarin büyüttügü rüya perisi sanirsin
Dogdugu yerde ölmek kadar yeryüzüne
Cadde isimleri nufus kagidindakinden daha tanidik gelen
Geldimiydi mahle dilberliginden hic gitmeyen exentral
Konusmasi bitmis sivasi boyasi dökülmüs
Eski fabrikalardan bozma iflasiyla sanat galeriyi
Bölündükce kirilan ve bozuldukca parcalanan
Demek sen de bilmiyorsun arzusu coktandir uygun ziyareti beklemeyi
Öpüsürken bir kadin nasil acilir sacilir
Saran kollarina kizil ruhunu
Ateslere yanarak boyanir teslim edermis
Darmadagin olmak icin cirpinircasina nasil elden avuctan cikan bedenden
Korlarda körüklenmekle beraber dipdiri
Kalcadan gögüse emerken büyüyüp irilesen
Ve atesler icinde dagilir erirken yumulup büzülen dudaklari dilleri
Demek sen de bilmiyorsun taaa sokak lambalarina degin ne deprem seydir
Hay ksi sey,
Saydim otuz iki vagonu vardi saat yirmiüc otuz yük treninin
Ekimin ve yildizlarin acelesi yoktu
Otobüsten iner inmez sana karsi binalarin arasindan
Gökyüzü kaybolmus yeryüzü katindan
Ve gecenin giris kapisindayim
Isiklari bekliyorum, saniyeleri sayiyorum
Her limanda bir sevgiliden zili calip karsilikli zevkini cikarmaya
Ne ayna daha sarhos
Ne yol ne meyhane senden daha kolay yakin ve güzel
Degil hayir
Demek buralarin ertesi
Yabancisiyim diyerek kacinci güne perhiz
Kac bir kacamaktasin
Yasamadikca kendini sen de bilmiyorsun
Hay aksi..!
Seyfi
…..
RADARA TAKILAN
…..
Söküntülerden kalintilardan
Yoklugu tamir etmek kadar verimsiz elverissiz
Yolculuktan dönen ucaklar gibi icinde kirli ve kullanilmis nefeslerle
Gökyüzüne biraktigi yerden bilmem kac bin kilometre uzakligin
Geri dönüsümlerine hani nasil desem…
Takil kuyruguma bize gidelim siselerinden sonraki sehirler gibidir
Kafayi ve kalbi bir güzel dagitmadan cesaretin intihar yerini bulamayan
Kafayi ve kalbi dagitmadan bütün kirini soysuzlugunu yutkunamayan
Coktan sindirilmis irinli iltihapli kollektif sifirdaki
Yolsuzlugu ipsizligi ugurszlugu tacizi talani en fahis fiyatla
Nasil ucuza getirdigine sevinerek
Ve nasil ucuz atlattigina zar zor hayata tutunmalarin
Pirtmis poymus makarasiyla mekanigiyle
Nasil olsa gecenin gözü kördür karanligindan istifade ederek
Hic bilmeden niye zorla sevisir veya kim kiminle hangi geleceksizlige ortak
Sahip cikilmayan tohumlasmalari ciceklenip arada sirada
Dogum günlerinde veya adsiz adressiz baska baskalara
Sonbaharin da elinde kalan bu adar yani…
Depoda varmi diye gidip bakarak ikid bire
Insana
Insana.
Seyfi
….
OLUR MOLUR
……
ölenle ölünür mü..
Olur molur .
Her savrulan
Isiklari kapatin
Ampullerime bakin ampullerime der davranir gibi sanki
O gelir bu gider öteki sallanir ha sallanir
Isiklari kapa nasil olsa karanligin gözünde her yer ayni herkes zirve zibvan
Nasil olsa senaryosunu yazan film istedigi zevkten sevgili yapiyor
Oram olmazsa burama bakin,
Buram olmazsa ciplak falima, kumda sacilmis serpilmis duran
Avucladigi memelere mola vermis hicime
Kemersiz fermuarsiz
Bende dediydim ki mahsus cam dan kirilis kopmus seylerdir
Öndeki evler arkadaki soguk fon ve arada kalmis koridorlar
Kafesin icinde dügümlenmis bogulmus zamana insanlik yapmaya kalkisarak
Ortaya cikan model, direksiyona bagli anahtarin catlak kontagi
Harac mezat defilesinin
Gerdan kürdan kolye kilot
Görünür görünmez kazalar sonucu
Tüpten depodan sadece gülme ve aglama krizlerine kodlanmis
Iskarta salon züppeleriyle
Sahil kizlari gibi hasir sapkali sepette yüzyillarin yuppi yuppi hoy
Sabika dosyasinda suc orani yasadigi hayatindan cok ve yüksek
Yama söker durur acikta kalan hersey
Begenmedigi yerini ayip seylerle kapatarak
Atkisiyla kolyesiyle korsesiyle pozuyla tozagiyla
Camdan seyler gibi lakirtisina bir kere girdimiydi
Bir daha tuz buz olmadikca görüntüden cikamayan
Toprak tarim sanayisi her maddeden mamül
Saniyede prlayip tükeniyor
Her pisman olan durmaksizin ayni kulvarda yeniden
Aismis kudurmustan beter fiiline
Defilesi gösterisi bitince kararmis cam misali
Yürüdükce bant
Cözüldükce sargi
Ve sarildikca öpüstükce kezzap tükürügü zehir tadinda
Nasil üfürüldüyse öyle pörsüyüp sönüyor insandan kalan bosluk
Kanun hukuk,
Ayip mayip takip dinlemeden
Seyfi
Cizginin neresinde olursan ol, ister aksam ister sabah hangi vakitte hangi cag; sir, gizem, fanus, cam,kilit, yahut kör dügümlerden coook öncedir söz, sihhat, uslu delilik manyak akillilik ötesi hece yazi yahut insanlik...
…
AHRAZ CELENK
……
Pancurun kirisine takili kasiyacak göbegini bulamayan
Sokagin arkasi ecza dolabi sehrin önü kumarbaz kumbara
Cambazlik ediyor bilardo toplarindan soytarisi
Cürük
Ezilmis
Oyulmus ve icerigi bosaltilmis kelimelerle zamk dolgusu yapilmis
Her tarafi her yerinden ayrik kopuk vitray sürahisi gibi
Yapiskan zeminde deplek susuz ve corak
Zehir calimi taban tutmayan kalaylarla körük kurmus kurraya
Servis beraberinde zivt ve zifir sunum
Umum kapisinda vernikli cilali bebekler gibi sükselere calim atarak
Ve telden örgülerle ahraza celenklenmis hodri meydan
Cömmüs cömelmis yuvarlagin
Yanindan bögründen delip gecen toz pembe dikenli pervane
Plastik betonu beton demiri demir sehri sehir caddeyi
Cadde daddeyi cadde sokagi sokak evi ev bahceyi bahce insani
Yikimin ve siddetlin boynuna sarilip
Agulayarak baglayip gömen kirine gürültüsüne ve ölü sessizligine
Bagira cagira bitip tükenerek
Cukura düsmüs hayat
Toplu intihariyla da insan..
Seyfi
Cizginin neresinde olursan ol, ister aksam ister sabah hangi vakitte hangi cag; sir, gizem, fanus, cam,kilit, yahut kör dügümlerden coook öncedir söz, sihhat, uslu delilik manyak akillilik ötesi hece yazi yahut insanlik.