Merhaba Dostlarım,
Cahit Sıtkı TARANCI’yı anımsıyorum.ABBAS adlı şiirinde:
‘’…
Akşam diyordun işte oldu akşam…’’ demiyor muydu?
Günlerin akışında varlaşan
Karşı konulmazlığına direnen renk renk çiçek
İklimin yüreğinden
Uygarlaşma yarışı bu de ki mavinin
Geceleyin
Bir galaksiden ötekine gidip geliyor eloğlu...
Geceleyin
Bir kepçeyi,bir çöp kamyonunu övdükçe övüyor Gülün oğlu...
Korkuları tazelendikçe üveyiklerin
Bağımlılık yapmaz oldu devingenlikler
Atardamarın son voltasında boşalınca
Utanmadan kanla yudular kanı
'' Daha yeni başlayan söz dudaklar üstünde.
Ve sevecenlik,hafif bir su gibi,un gibi....''
sen geç kalmaları sızlandıran akşamın sesiyle gel
üstümüzdeyken özlem yolun uzayışı huysuz kılar zamanı ,
gözlerimizdeki kavuşmak ağır ağır çürür.
(12 Mart :İstiklâl Marşı'mızın Kabulü)
genişledi öykü
göğe ulaştı
pembe sayfalara
Söylenmemişti ki bizlere
Böyle süreceği günlerimizin
Lebalep mutsuzlukların
Söylenmemişti ki bizlere
evet, yudumluyorum mutlak hiçliği
diyelim ki kırık aşk ürkek saatler hiçbir kutu
kaldırımlarla doluyor günlüklerimiz
hiçbir kutu ürkek saatler diyelim ki kırık aşk
cam döşemeseydim öfkeden yılgındı dilim
seçseydi gözüm epeydir toza bürünmüştüm
nehrin anlaşılmaz saplantısının sonlandığı yerde
biraz düşsel biraz gerçek
iç sızısıyla yerle yeksan
gecikmiş çok anlamlarda
Yemyeşil kül yığını.
Senin olduğun yerin adı öteler,
arkada.
dilimde o bâyati nağme
''Kalbim yine üzgün seni andım da derinden''
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti