Aşkın aşkınlanmasında diri parlak yürek sesleri
Yıllardan özenle taşınmış güneşin tükenmeyeceği yere
Yine orada olacaksın bu yıl da
Bütün çiçekler yolunu gözlüyorlar.Bütün polenler kıskançken üstelik.
Aldırmamak gerek onlara.
Gün batımına dokunan yel
Alçaldıktan sonra öptü fıskiyenin sularını
Ferahladı kor karanlık atlas bürümcüğünün içinde
Mavi ovanın cırgıtları dalgalara üşüştü
Issızlıklarsa fısıltılara
Hiçbir şey duyulmaz oldu
Kimindir,hatıra mıdır bilmem ki
Her yerin değişeceğini güzelleşeceğini sanarak birkaç yaşanmışlığı bırakmışlar
Sakin misin diye soruyor çelik,
Suratının en kuytu yerine şangır şungur iniyor su.
Söndürülüyor öfke.
Yok hayır siyah martının neyi kursağına indirdiği
Koyu karanlık…boş duraklarda
Fırtınanın telaşı
Sarsıyor…hızla
Ürpere ürpere sokuluyorum
İstemesen de sana
Katıksızsa
Karanlığına katlanmak gerek
Karanlıktır aşk
Dumanı derinlere sızan ayrılıklardan eksik
Söz et bana
Kaç yıl önceydi
Şimdi çıkaramıyorum
Henüz çiçeği burnundaydım
Salkımsaçak aşıktım sana
Rüzgar sönüyor
Aşağılarda kımıldamalar var seçilebilen
Birazdan Çamiçi’nde
-Geceyi ısıtacak çoban ateşlerinin çıraları çatılır.
Som renksiz heyecansız
Tadı tuzu eksik günlerden birindeyiz
Karşımızdaki ağacın
Dalına tutunan yaprak ne diyerek söylenir acaba
Akar gider günler geride kalır yaz
-1-
Yazgıların içine girip çıkar
Göç olur kod adı onun bir süreliğine bazen
Bunu unutma
Unutma sakın
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti