Nasıl da özlemişim...
El ele tutuşmayı ,
sarmaşıklar gibi....
Ellerine tutunmayı.
Yüreğine kök salıp,
Bedenine sarılmayı.
Özlersin!!!
Çocukluğunu özlersin!!!
Gençliğini özlersin!!!!
Anneni babanı özlersin,
Kardeşlerini özlersin
Uyuyupta ,
Derin bir uykudan,
Uyanmış gibiyim.
Yedi uyurlar gibi...
Uyandığımda,
Uzun yıllar önce,
“Yarım kiloğram,
Domates lütfen! “ diyorum,
“Abi!, bir kiloğram olsun,” diyor.
“Yalnızım,
Tek başıma yenmiyor.” diyorum.
“Abi! ,
En son,
Ne zaman bir çiçeğe dokundun?
Ne zaman kokusunu çektin?
Ciğerlerine mor sümbülün…
Bedenimin yönlendirdiği,
Ayaklarımın alıştığı,
Gün doğarken,
Güneşten altın gerdanlıklar
Takıyorum
Boynuma…
Güneş ışınları,
Isıtırken bedenimi
Ufuklarımız,
Kör duman içinde.
O gökyüzü,
Kıyısız...
O dağlar,bulutlar,
O koskocaman denizler,
rengarenkti
güne yeni doğan umutlarım
bir çınar ağacı altında
maviyle başladı sevdalıklarım
gök mavi, yer mavi
dudaklarından dökülen
Cılkı çıkmıştı yaşamın
Gün geçtikçe
Serpilip gümrahlaştı yoksulluk...
Boğazımda acı bir yaşam güncesi,
Batıp duruyor,
Ve gözlerimde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!